doğa güzellikleri ile ilgili ayetler

Arkaplan görüntüleri olarak geniş, geniş, geniş görselleri seçin veya başlık görüntülerinizde veya banner reklamlarınızda güçlü, yüksek kontrastlı görüntüler sunun. Doğa görüntüleri nötr bir ortam yaratır, yani evcil hayvan ürünleri satıyor veya güzellik randevuları planlıyor olsanız bile içeriğiniz kendi BaşkonuşYaylası. Başkonuş Yaylası Kahramanmaraş'ın en gözde, yemyeşillikler içerisinde bir tabiat harikasıdır. Kahramanmaraş-Andırın karayolunun 55. km'sindedir. Yolu asfalttır ulaşımı kolaydır. Otomobil ile 45 dakikada ulaşılır. Rakımı 1850 metredir. Yazın çok serindir. Piknik yapmaya müsait geniş yerleri mevcuttur. Türkiyenin Doğal Güzellikleri İle İlgili Sloganlar. Medeniyetlere ev sahipliği yapan toprağımız kültürel ve doğal olarak oldukça güzeldir. Geçmişten günümüze gelen tarihi yerler milletlerin hayran kalmasını sağlıyor. Ülkemizin kalkınarak önemli noktalara ulaşmasında turizm akımını gerçekleştir. 1- Yunan mitolojisinde hep tanrı ya da yarıtanrıların tacizine uğramış su perileri. 2- Işıl ışıl saçları, muhteşem gözleri ile size bakan, teni, vucudu kusursuz, bir su yaratığı.. 3- Yunan mitolojisinde ormanlarda ve sularda yaşayan dişi tanrısal varlıklardır. Homerosbize onların zeus’un çocukları olduğunu söyler. LeventVadisi. Levent Vadisi. İlginç yüzey şekilleri, mağaraları ve derin uçurumları ile dikkat çeken Levent Vadisi, Malatya’nın en meşhur doğal güzellikleri arasında yer almaktadır. Hem tarihi gezilere hem de doğa gezilerine olanak sunan bu vadide yapılan araştırmalarda, kabartmaların ve yüzey şekillerinin Genç Hitit Mon Mari Est Accro Aux Sites De Rencontre. Vatanın kalbi ormanların derinliklerinde saklıdır, ormansız bir millet ölmüş bir millettir. Andre Theuriet Doğa bekçi ile değil, sevgi ile korunur. Anonim Doğa, gençlere kuvvet, yaşlılara hikmet verir. Aristoteles Güzellik, doğanın kadınlara verdiği ilk armağan, aynı zamanda geri aldığı ilk şeydir. Fransız Atasözü Pırıl pırıl gökkuşağını görmek için, önce yağmuru yaşamak gerekir. Fransız Atasözü Doğa bize aldırmadığından, doğanın ortasında kendimizi öyle rahat hissederiz ki. Friedrich Nietzsche Tabiat aşkı, insanın ümitlerini boşa çıkarmayan yegane aşktır. Honore de Balzac Her ferdi, hatta her topluluğu, hoşlandığı yem ile avlarlar. Hüseyin Rahmi Gürpınar Ağaç meyvesinden bilinir, yaprağından değil. John Ray Yalnızca son ağaç kesildikten, son ırmak zehirlendikten, son balık yakalandıktan sonra... Ancak ondan sonra paranın yenemeyeceğini anlayacaksınız. Kızılderili Atasözü Bir gün bakacaksınız; gökteki kartallar, dağlan örten ormanlar yok olmuş, atlar ehilleştirilmiş ve her yer insanoğlunun kokusuyla dolmuş. İşte o gün insanoğlu için yaşamın sonu ve varlığını sürdürebilme uğraşının başlangıcı başlamış olacak. Kızılderili Reisi Seatle Ihlamur ağacının dalının kesilmesi, insanın damarının kesilmesi gibi bir şey. Hayatın, yaratılandan ve yaratıcının varlığından dolayı saygıyla korunması gerekir, aksi taktirde ilahi denge bozulmuş olur. Lev Tolstoy Ağaç maziyi istikbale bağlar, size sabrı öğretir, beraber yaşamanın, birbirine faydalı olmanın zevkini verir. Marcel Proust Biz, tabiatı örnek alırsak asla yanılmayız. M. T. Cicero Doğa insan olmadan da yaşar; ama insan doğa yok olduktan sonra yaşayamaz. Paul Ehrlich Doğa ve kitaplar, onları görebilen gözlere aittir. Ralph Waldo Emerson Hepimizin bir annesi vardır Toprak. Victor Hugo Dağlarda hayat, düzlüktekinden daha insancıldır. Halk birbirine daha yakındır, istenirse de daha uzak, ihtiyaçlar da daha az ama daha zorunlu. Wolfgang Van Goethe Yürüyüşlerin Adresi Pamukova OlduSakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Gençlik ve Spor şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen İlkbahar Doğa Yürüyüşleri, Pamukova Kaymakamsuyu Parkuru ile devam etti. Şehrin doğal güzellikleri arasında yürüyüş yapmanın ayrıcalığını yaşayan doğaseverler, bol bol hatıra fotoğrafları çektirdi. Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “İlkbahar Doğa Yürüyüşleri 17 Nisan Pazar günü Serdivan Aşağıdereköy – Kazımpaşa parkuru ile devam edecektir. Doğa tutkunları hafta içerisinde kurumsal internet sayfası üzerinden yürüyüşlere kayıt yaptırabilirler” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin en güzel yerleri nerelerdir, Türkiye’nin tarihi eserleri nelerdir ve yerleri nerelerdir, Türkiye’de bulunan gezilecek mağaralar, hanlar, hamamlar, şelaleler, şehirler, göller, çaylar nelerdir, Türkiye’nin gezilecek yerleri nerelerdir, Türkiye’deki en güzel yerler nerelerdir, Türkiye’deki doğal güzellikler Doğal Güzellikler ve Tarihi EserlerAltınbeşik DüdeniDünyanın en ilginç mağaralarından birisidir. Toros Dağlarının altındaki bu ilginç yeraltı Dünya’sını görmek için özel hazırlık ve gereçler gereklidir. Yer altında çok sayıda mağara ve göl vardır. Bu göllerin su seviyeleri farklı olup aralarında çağlayanlar oluştururlar. Mağaralarda dev boyutlarda sarkıt ve dikitler mevcuttur. Bu mağara ve göllerin milyonlarca yıllık bir sürecin sonucu oluştuğu bilinmektedir. Konu ile ilgilenenler ve cesur tırmanıcılar için eşi bulunmaz bir doğa harikasıdır. Sponsorlu Bağlantılar DAMLATAŞ MAĞARASIAlanya’dadır. Sarkıt ve dikitler ihtiva eder. Mağara içindeki havanın nemlilik oranı % 90 civarındadır. Tedavi amacıyla da MAĞARASIYapılan kazılardan, bölgenin günümüzden 50 000 yıl kadar öncede yerleşim merkezi olarak kullanıldığı sonucuna varılmıştır. Türkiye’nin içinde insan yaşamış en büyük 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları’nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya’nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu’nun da önemli kavşaklarından iki büyük plajı olan Lara ve Konyaaltı arasında kalan bölgedir. Bu ilginç jeolojik yapı aynı zamanda doğal arıtma sistemi işlevi ile körfezin temizliğine önemli bir katkı iki büyük plajı olan Lara ve Konyaaltı arasında kalan bölgedir. Bu ilginç jeolojik yapı aynı zamanda doğal arıtma sistemi işlevi ile körfezin temizliğine önemli bir katkı sağlamaktadır. Antalya ile Fethiye arasında bulunan “Likya Bölgesi”, tarihi ve turistik birçok değerlerinin yanısıraBakır DağlarıYöreyi tümüyle kaplayan ve kendi aralarında 4 bölüme ayrılan “BEYDAĞLARI” ile ünlüdür. En yüksek noktasının 3070 metre ile”Kızlarsivrisi” nin olduğu Beydağları “Tahtalıdağlar”, “Bakırdağları”, “Merkezi Beydağları” ve “Güneybatı Bölümü Beydağları” gibi alt katagorilere akarsuların ortak amacı Akdeniz’e güzelleri Antalya’nın;15 km. kuzeyindeki DÜDEN ŞELALESİ18 Km. batısındaki KURŞUNLU ŞELALESİve Manavgat’ın 3 Km. kuzeyindeki MANAVGAT ŞELALESİ’ 45 km. uzaklaşılınca 3000 m. yüksekliğe ulaşan Saklı Yaylasında kurulu Saklıkent’e varılır. Kış sporlarına elverişli bir yerdir Saklıkent. Aynı gün içinde Antalya plajlarından denize girebilir ya da Saklıkent’te kayak yapabilirsiniz Sponsorlu Bağlantılar İNSUYU MAĞARASIBurdur İnsuyu Mağarası, Burdur-Antalya Karayolu üzerinde, Burdur’a 15 km. uzaklıkta bulunan ve ülkemizde turizme ilk açılan mağaradır. 597 m. Uzunluğundadır. Su yüzeyine paraleldir. İçinde akarsular ve göller bulunmaktadır. Mağara ilk kez mağarabilimci Jeolog Dr. Temuçin AYGEN tarafından bulunmuş ve dönemin Valisi Vefik KİTAPÇIGİL’in çabalarıyla 1966 yılında turizme açılmıştır. 597 metrelik bölümü gezilebilen mağaranın içinde birbirleriyle bağlantılı irili ufaklı dokuz göl vardır. Bunlardan “Büyük Göl” adıyla anılanı 512 m2’lik alanıyla Türkiye’nin en büyük yer altı gölüdür. Oluşumu 10 milyon yıl öncesine dayanan mağara, yukarıdan damlayan kireçli suların katılaşmasıyla oluşan kolonlar ve tavandan aşağıya sarkan kalker birikintileriyle bir saray görünümündedir. Dilek Gölü’nde bulunan dikit, 6 metrelik boyuyla Türkiye’nin en büyük dikiti ve bir doğa harikasıdırNilüfer ÇayıNilüfer İlçesi’ne adını veren ve Bursa’nın en önemli akarsuyu olan 103 km uzunluğundaki Nilüfer çayı, Uludağ’ın güney yamaçlarında 850 metre yükseklikteki 2 mağaradan çıkar. Başlangıç bölümünde adı Aras Suyu’dur. Bu su batı doğrultusunda akarken çeşitli kollarla birleşerek “Nilüfer” adını köyü yakınlarında önüne kurulan bir barajla Bursa kent içme suyunun önemli bir bölümünü depolar. Ayrıca kentin içme suyu gereksinimini karşılamak üzere, daha yüksekte Karaıslah dolaylarında Nilüfer Barajı yapımı sürmektedir. Antik çağ kaynaklarında adı “Odrys” çayı olarak geçen Nilüfer, Bursa Ovası’nı suladıktan sonra Uluabat Gölayağına dökülür. Bursa Ovası ve çevresinin derelerini ve Çayırköy Ovası’ndan Ayvalı Dere’yi alarak Uluabat Gölü’ne ulaşan Nilüfer, daha sonra Susurluk Çayı ile birleşerek Karacabey Boğazı’ndan Marmara Denizi’ne Kaplıkaya, Değirmendere ve Madendere ile dağın kuzeyinden doğan Gökdere, Kaplıkaya, Kırkpınar ve Balıklı derelerinin tümü Nilüfer’e karışarak Marmara Denizi’ne dökülür. 1930’lu yıllarda, Bursa ovasına açılan Almankanalı, Cenupkanalı ve Anakanal gibi kanallar da Nilüfer’e bağlıdır. 1671 tarihli bir kadı sicilinden anlaşıldığı üzere, o dönemlerde Nilüfer Deresi ile çam ağaçları taşınmıştır. “Velhasıl Bursa sudan ibarettir” diyen Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde de bu suyun asla geçit vermediği yazar. Sponsorlu Bağlantılar Uluabat Gölü Apolyont GölüTürkiye’nin 10. büyük gölü olan ve Nilüfer ilçe sınırlarında bulunan Uluabat Gölü, kentin en gözde doğal güzelliklerinden 156 km2 olan gölün kuzey ve batı kıyıları sazlık ve bataklıktan oluşmaktadır. Doğu-batı doğrultusunda uzunluğu 25, en geniş kesiminde genişliği 14 kilometredir. Göl havzasının büyüklüğü yaklaşık olarak 10 bin 500 kilometrekare, göl alanı 13 bin 500 hektar, derinliği ise ortalama en çok 4 metre dolayındadır. Sponsorlu Bağlantılar En önemli beslenme kaynağı, göle saniyede ortalama 64 metreküp su getiren Mustafakemalpaşa Çayı’dır. Çayın, mevsimlere göre getirdiği su miktarında görülen değişiklikler, göl su düzeyinin alçalıp yükselmesinde neden olmaktadır. Ayrıca, gölün güneybatısındaki tarım alanlarının drenaj suları da göle verilmektedir. Gölün fazla suları gölün batısındaki Uluabat Deresiyle Susurluk Çayı’na ve bu çayla birlikte Marmara Denizi’ne ******** irili ufaklı 9 ada vardır. Bunların en önemlisi Gölyazı köyünün üzerinde kurulu olduğu ada ile, Halilbey Alyos ve Nailbey Manastır adalarıdır. Gerek Alyos, gerekse Manastır adalarında Bizans döneminden kalma örenler bulunmaktadır. Uluabat Türkiye’nin önemli balıkçılık alanlarından biridir. 21 balık türünün bulunduğu ve daha önceleri kerevitin bol olduğu gölde, şimdilerde daha çok sazan ve turna Gölü sucul bitkiler yönünden de ülkemizin en zengin sulak alanlarından biridir. Gölün hemen hemen bütün kıyıları geniş sazlıklarla, sığ kesimleri ise su içi bitkileriyle kaplıdır. Göl, Türkiye’nin en geniş nilüfer yataklarına sahiptir. Anadolu’ya kuzeybatıdan giren kuş göç yolu üzerinde yer alması ve önemli kuş alanlarından Kuş Gölü’ne çok yakın mesafede bulunması nedeniyle Uluabat Gölü, kuş varlığı yönünden sadece ülkemizin değil, Avrupa ve Ortadoğu’nun da en önemli sulak alanlarından biridir. Türkiye’deki 97 önemli kuş alanından biridir. Uluabat Gölü dünya çapında yok olma tehlikesi altında olan kuş türlerinden Küçük Karabatağın ve Tepeli Pelikan’ın önemli beslenme ve kışlama alanıdır. Antik çağda çok daha büyük olan Uluabat Gölü ile Marmara Denizi arasında, deniz taşımacılığı yapıldığı bilinmektedir. 1980’li yıllardan sonra göl yakınlarında kurulmaya başlanan sanayi ve Orhaneli Çayı’nın taşıdığı kömür atıkları dolayısıyla gölün suyunda büyük ölçüde kirlenme ve göl alanında daralma ve havzasındaki yaşamın tehlike altına girmesi üzerine, bölge 1998 yılında uluslararası “Ramsar Sözleşmesi” kapsamında koruma altına alınmıştır. 2000 yılında ise uluslararası yaşayan göller’ kapsamına alınan Uluabat Gölü, çevresindeki biyolojik çeşitlilik nedeniyle de doğasever ve çevreci bakışların buraya yönelmesine yol açmıştır. Sponsorlu Bağlantılar Ayvaini MağarasıUluabat Gölü yakınlarındaki pekçok şirin köyden biri olan, Bursa’ya 40 km uzaklıktaki Ayva Köyü, eşsiz bir özelliğe sahip. Türkiye’nin en uzun 6. mağarası olan Ayvaini Mağarası, Bursa’nın “yeşil” sıfatına yakışır özellikteki bu köyde yer alır. Hidrolojik olarak etkin durumda olan mağaranın Ayva ağzından yer altı suları çıkmaktadır. Mağaranın ikinci ağzı ise, Mustafakemalpaşa İlçesi’ne bağlı Kazanpınar ve Doğanalan köyleri arasındadır. Mezozoik zamandan günümüze gelen ve 1970 yılında 3 kişilik bir İspanyol ekip tarafından keşfedilen mağaranın uzunluğu kilometreyi derinlikleri yer yer 3-4 metreye ulaşan 60 adet gölcük bulunan mağaranın çıkışındaki gölcüğün uzunluğu ise yaklaşık 400 metre. Su seviyesinin mevsimlere göre değişiklik gösterdiği, olağanüstü sarkıtlarla kaplı, bakir ve el değmemiş yapısı ile gerçek bir doğa harikası olan Ayvaini Mağarası, özellikle üniversitelerin mağaracılık kulüplerinin ilgi Marmara Bölgesi’nin en uzun yer altı geçidi olduğu belirlenen ve sarkıt, dikit, duvar damlataşları, sulu damlataş havuzları ve küçük gölcükleriyle olağanüstü bir doğa harikası olan bu mağarayı gezmek için rehber alınması TürkiyeUzunca yürüdüm yollarında Deresinden köprüsünden geçtim Dağlarından akan pınarlarında Buz gibi akan sularını içtim Türkiye Zümrütten yeşil Göllerinden,ırmaklarından geçtim Dağlar,ovalar,ormanlar yiyeşil Türkiye’mi yıldızlara bakarak seçtim Türkiye denizlerin ne güzel Denizlerinin üzerinden geçtim Türkiye şehirlerin ne güzel Türkiye körfezlerinde güzelliği seçtim Türkiye tarihi eserlerine hayran kaldım Öyle güzelsinki güzel Türkiye Tarihi eserlerinden, rüyalara daldım Dünya’yı dolaştım,seni seçtim,Türkiye Mustafa Ciil Dirier Sponsorlu Bağlantılar TürkiyemGüzel denizleriyle, dağlarıyla, Ovalarıyla, yaylalarıyla, şehirleriyle Köprüleriyle, taşlarıyla, yollarıyla, Güzel özellikleriyle TÜRKİYE’M Güzel kuşlarıyla, böcekleriyle, Neşesiyle, çiçekleriyle, bitkileriyle Meyveleriyle, sebzeleriyle, insanlarıyla Güzel Türkiye’mGüzel TürkiyeUzunca yürüdüm yollarında Deresinden köprüsünden geçtim Dağlarından akan pınarlarında Buz gibi akan sularını içtim Türkiye Zümrütten yeşil Göllerinden,ırmaklarından geçtim Dağlar,ovalar,ormanlar yemyeşil Türkiye`mi yıldızlara bakarak seçtim Türkiye denizlerin ne güzel Denizlerinin üzerinden geçtim Türkiye şehirlerin ne güzel Türkiye körfezlerinde güzelliği seçtim Türkiye tarihi eserlerine hayran kaldım Öyle güzelsinki güzel Türkiye Tarihi eserlerinden, rüyalara daldım Dünya`yı dolaştım,seni seçtim,Türkiye Mustafa Cemil Dirier Türkiyeyi anlatan şiirler kısa sayfamızda Türkiye’nin güzelliklerini anlatan şiirleri ve Türkiye’nin özelliklerini anlatan şiirleri her tarafının güzel olduğu ve dünyanın nadide ülkelerinden birisi olduğumuz herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Tüm bunların yanında ülkemizin bambaşka keşfedilmemiş yerleri de vardır. İşte bunları ve yurdumuz hakkında dile getirilmiş şiirleri Arkadaşlar şiirlerin yazarları şiirin bitiminden hemen sonra yazılmıştır dikkat TürkiyeUzunca yürüdüm yollarında Deresinden köprüsünden geçtim Dağlarından akan pınarlarında Buz gibi akan sularını içtimTürkiye Zümrütten yeşil Göllerinden, ırmaklarından geçtim Dağlar, ovalar, ormanlar yemyeşil Türkiye’mi yıldızlara bakarak seçtimTürkiye denizlerin ne güzel Denizlerinin üzerinden geçtim Türkiye şehirlerin ne güzel Türkiye körfezlerinde güzelliği seçtimTürkiye tarihi eserlerine hayran kaldım Öyle güzelsin ki güzel Türkiye Tarihi eserlerinden, rüyalara daldım Dünya’yı dolaştım, seni seçtim TürkiyeMustafa Cemil DirierKonusu Türkiye’nin coğrafi güzelliklerini anlatan bir Güzellemesi 3Bolu beyi tuzak kurmuş ağları, Geçit vermez Köroğlu’nun dağları. Yağız olmuş uyuz denen tayları. Tek yürekte buluşalım Türkiye’ yanaklı Amasya’nın elması, Dört bucağı şehzadeler yuvası, Aşıklar diyarı ünlü Sivas’ı, Ozanlarla dolaşalım Türkiye’ başkadır Bilecik’in Söğüt’ü, Atamız Osman Bey orda büyüdü, Edebali verdi ona öğüdü, Geçmiş ile barışalım Türkiye’ şehridir iirdağ, Uşak. Konya ovasında altından başak. Buldan’da dokunur ibrişim kuşak. Her köşene ulaşalım Türkiye’ yarımadadır ülki toprağın, Şifalı suların maden kaynağın, Dağı, taşı elmas şu Zonguldak’ın, Sevdasına karışalım Türkiye’ olmuş Of, Ağrı Yunanlı’ya, Çarpılır girenler Tokat’ta koya, Kapılır yabancı müthiş korkuya, Sevincine katışalım Türkiye’ hayalimde Türkiye’m seni, Yakut gerdanlıksın dünyanın beni, Asya Avrupa’sın gizle buseni, Hoş nazarla bakışalım Türkiye’ Barış Konusu Türkiye’nin yörelerini ve yörelerin özelliklerini dile getiren bir AnadoluEy Türk, Türkün oğlu, Yurdum güzellik dolu; Toprağım gül kokulu Benim cennettim AnadoluDağı, yaylası, ovası, deniz Binim, Akdeniz, Karadeniz Marmara bizim deniz, Benim cennettim AnadoluNuruyla yatsın Atatürk’üm Aydınlandı onunla her günüm Atam diyor, doğdukça her günün Yükselecek benim cennet Anadolu’mAlem-i SırTürkiye’mGüzel denizleriyle, dağlarıyla, Ovalarıyla, yaylalarıyla, şehirleriyle Köprüleriyle, taşlarıyla, yollarıyla, Güzel özellikleriyle Türkiye’mGüzel kuşlarıyla, böcekleriyle, Neşesiyle, çiçekleriyle, bitkileriyle Meyveleriyle, sebzeleriyle, insanlarıyla Güzel Türkiye’mBiz Türkiye’yizBiz kimiz? Türk’üz, Kürt’üz, Ermeni’yiz, Çeçeniz, Laz’ız, Arap’ız, Arnavut’uz, Çerkez’iz,Bu coğrafyada Tek amaç ve Tek güç için Vatana sahiplenen Amaçta birleşen MilletizNe güzel Bütün sıcaklığıyla Hepimizi kucaklıyor Ana gibi Koca ülke TürkiyeSüheyl TürkoğluBir Sevdasın Türkiye’mAnadolu baştan başa vatanım Ecdattan yadigar yersin TÜRKİYEM Çoktur toprağında şehit yatanım Gönülde sevdamız birsin TÜRKİYEMÇanakkale aziz kutsal toprakmış Şehidin kanları üstüne akmış Mektubunda yazar hep Sarıkamış Seyit çavuş gibi ersin TÜRKİYEMKıyamete kadar sönmez yıldızı Nine hatun gibi kadını kızı Sütçü imam kokar ovası düzü Yıkılmaz kalesin sursun TÜRKİYEMSeninle övünür dik durur başım Senin için bitmez benim savaşım Nimettir toprağın ekmeğim aşım Allah Bereketin versin TÜRKİYEMDüşmanı kendine eğlettin Ağıtlar yaktırdın türkü söylettin Minarenden ezan sesi dinlettin Bağımsız ilkesi hürsün TÜRKİYEMAnlatsam tarihin geçmişin derin Cihanda bulunmaz eşin benzerin Medeniyet kültür asıl hünerin Dünyaya örnektir dersin TÜRKİYEMHangi devlet senin yerini tutar Sevgin yedi düvel içinde atar Evliya alimi bağrında yatar Allah’ın vergisi nursun TÜRKİYEMNice çağ yaşattın sen kucağında Peygamber nişanı var sancağında Şehitlerin kanı al bayrağında Seni gören selam dursun TÜRKİYEMSen Türklüğün yurdu aziz vatansın Tuncay vatandaşın közünde yansın Sana hain bakan yüzler utansın Gözleri gerçeği görsün TÜRKİYEMTuncay AkdenizKonu Türkiye’nin güzellikleri ile ilgili şiirMemleket İsterimGök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuşların çiçeklerin diyarı olsun. Memleket isterim Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. Memleket isterim Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; Kış günü herkesin evi barkı olsun. Memleket isterim Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; Olursa bir şikayet ölümden Sıtkı TarancıTürkiyeBayrağı var aldan kırmızı Toprağında şehitleri Vatanı var özgür yaşayan Gökyüzünde bulutları Sevgi desen hepsinden çok Sevgi varsa mutlulukta çok Yeşilinden alına, alından moruna Çiçekleri çok Yürek ister bakmaya Ekini var tarlasında Suyu var ırmağında Eli kolunda, aklı yerinde Canı burnunda Türkiye’min!Gülümse TürkiyeGülümse Türkiye çatma kaşını Aya yıldızlara değdir başınıGülümse Türkiye sana yakışır Sevgiler vefalar sende akışırGülümse Türkiye memnuniyetin Harcıdır bilirsin medeniyetinGülümse Türkiye sar insanını Güvenle kıpırdat halkın kanınıGülümse Türkiye olsun meyveler Hikmetle verimle dolsun heybelerGülümse Türkiye çok yağsın rahmet Doğursun bitkiler çekmesin zahmetGülümse Türkiye gözün ışısın Cümleye malumdur aşk yoldaşısınGülümse Türkiye acılar dinsin Yekpare gül yüzlü güleç yiğitsinGülümse Türkiye insanlık gülsün Yollarına renk renk güller dökülsünMevlüt YanarTürkiye’mTürkiye’m Türkiye’m benim Türkiye’m Dillerde söylenen türkü Türkiye’m Dağların, ovalar, nehir göllerin İçimde hasretin dinmez Türkiye’mTürkiye’m Türkiye’m canım Türkiye’m Sana akmak ister kanım Türkiye’mSen gibi bulunmaz sevgili, güzel Ağrı, Süphan, Erciyes’in çok özel Dicle, Fırat, Kızılırmak ne güzel Van, Hazar’ın, İznik, Salda’n Türkiye’mTürkiye’m Türkiye’m canım Türkiye’m Sana akmak ister kanım Türkiye’mCami, Tavra, Kilise; birlikte durur Papaz, Rahip, İmam yan yana yürür Kin, nefret yaşamaz bu yerde, kurur Hoşgörü direği duran Türkiye’mTürkiye’m Türkiye! m canım Türkiye’m Sana akmak ister kanım Türkiye’mSende insan vardır, insanlar hası Seni bir görenler unutur yası Hazreti Mesih’in gizlenen tası İstanbul koynunda saklı Türkiye’mTürkiye’m Türkiye’m canım Türkiye’m Sana akmak ister kanım Türkiye’mDört büyük din sende dimdik duruyor, Sıkışan gönüller sana geliyor Senin varlığında huzur buluyor Gönülleri tamir eden Türkiye’mTürkiye’m Türkiye’m canım Türkiye’m Sana akmak ister kanım Türkiye’mŞehirlerin medeniyet beşiği Kültürün var çok dinlerin eşiği Ben Çağrı’yım bu vatanın aşığı Aksın kanım toprağına Türkiye’mTürkiye’m Türkiye’m canım Türkiye’m Sana akmak ister kanım Türkiye’mAbdullah Çağrı ELGÜNKonusu Türkiye’nin kültürel mozaik yapısını anlatan bir şiirTürkiyeKim ne derse desin ille Türkiye. Türlü çiçeklerle, gülle Türkiye. Bezenmiş denizle, gölle Türkiye. Sen Türk’ün şen yurdu şirin yerim yok, mekan Türkiye. İmkansız ruhuma imkân Türkiye. Kimi düşmanları yakan Türkiye. Çok özeldir bende yerin dost bilirim ben o da Türkiye. Yarım olsa bile ada Türkiye. Ya Türkiye dedim yada Türkiye. Kimi şeyler var ki derin in vatanı canı Türkiye. Damarında akan kanı Türkiye. Türk’ün Anadolu şanı Türkiye. Eğilmezdir senin şer’in YücelTürkiye’mEvrende yaşayan en güzel millet Aziz milletin otağı mülkiyem. Bayrağı taşıyan en güzel millet Türkiye’m Türkiye’m canım Türkiye’ başka bir benzerin yoktur Varlığın düşmanın kalbinde oktur Bayrağın kırmızı, hilalin aktır Türkiye’m Türkiye’m canım Türkiye’ yılmayan bekçilerin var Tarihte, kültürde emekçilerin var Vatanı kollayan Mehmetçiklerin var Türkiye’m Türkiye’m canım Türkiye’ bizlere huzur veriyor Ata’nın gençliği güller deriyor Münevver’in başı göğe eriyor Türkiye’m Türkiye’m canım Türkiye’ DüverYok ki Başka TürkiyeMemleket bizimdir, insanlar bizim Hepimiz aynıyız salkımda üzüm Hoşgörü, kardeşlik en iyi çözüm Akıllı ol yok ki başka TürkiyeTürkiye karışsın ister ecnebi Karışsın da fark etmez ki sebebi Unutma hoşgörü denen edebi Akıllı ol yok ki başka Türkiyeİsimlerimiz bir, birdir dinimiz Aynı denizlerde yüzer gemimiz Ayrılık demeye varmaz dilimiz Akıllı ol yok ki başka TürkiyeSaygı gösterirsen saygı görürsün Bölmeye kalkarsan elbet ölürsün Kötü düşünenler her gün sürünsün Akıllı ol yok ki başka TürkiyeOzan Kasım bende ülke evladı Başka memlekette bulmadım tadı Her daim yaşasın Türkiye adı Akıllı ol yok ki başka TürkiyeKasım KolCan Türkiye’mDağlarında soğuk suyun Çanakkale’dir can ruhun Dumlupınar, İstanbul’un Öz mekanım can Türkiye’ Türkiye’m, can Türkiye’m Toprağın kutsal Türkiye’m Al bayrağım göklerinde Dalgalansın can Türkiye’ bayrak inmeyecek Ezanlar hiç dinmeyecek Bu meşale sönmeyecek Canım cananım Türkiye’ seni dünyaya Selamlar olsun ataya Hacı Bektaş, Mevlana’ya Dergah olan can Türkiye’ SevencanTürkiye’mSırtımı dayadım karlı dağına Ormanın güzeli sende Türkiye’m Vuruldum bahçene hem de bağına Meyvenin güzeli sende Türkiye’mSevgi dolu dost canlısı insanın Rağbet görmez hiç birisi kavganın Kalbimizde yeri başka sevdanın Aşkların güzeli sen de Türkiye’mOvası yaylası güzel yurdumuz Gönülden sevdalı sana ferdimiz Barış için savaş eder ordumuz Askerin yiğidi sende Türkiye’mZengin toprakların bakir dağların Denizi arzular coşkun suların Demir kömür daha nice madenin Zenginliğin hepsi sende Türkiye’mGönül arzular ki hep böyle olsun Nefret çıksın kalpler sevgiyle dolsun Güzel insanımın yüzü hep gülsün Dilekler umutlar sende Türkiye’m Osmaniye / Şiir Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Türkiye, gerek doğal gerekse tarihi güzellikleriyle dünyanın en göz alıcı ülkelerinden bir tanesi. Yurdun her köşesinde keşfedilmeyi bekleyen bambaşka bir hazine yatıyor. Konumlandıkları yerin iklim şartlarına, bitki örtüsüne ve daha birçok etkene bağlı olarak kimi doğal güzellikler için en uygun ziyaret dönemi yazın kimileri içinse kışın oluyor. Dağlarıyla, plajlarıyla, ırmaklarıyla, şelaleleriyle, peri bacalarıyla ziyaretçilerini kendisine hayran bırakan Türkiye’nin doğal güzelliklerini sizler için derledik. İçindekilerTürkiye’nin Doğal Güzellikleri1 Karapınar Çölü, Konya2 Meke Gölü, Konya3 Ihlara Vadisi, Aksaray4 Gökpınar Gölü, Sivas5 Kapadokya, Nevşehir6 Erciyes Dağı, Kayseri7 Salda Gölü, Burdur8 Cennet ve Cehennem Obrukları, Mersin9 Damlataş Mağarası, Antalya10 Karain Mağarası, Antalya11 Manavgat Şelalesi, Antalya12 Likya Yolu, Muğla – Antalya13 Kleopatra Plajı, Alanya14 Düden Şelalesi, Antalya15 Olimpos, Antalya16 Kaputaj Plajı, Antalya17 Gölyazı ve Uluabat Gölü, Bursa18 Kaz Dağları, Balıkesir19 Kızkumu, Muğla20 Saklıkent Kanyonu, Muğla21 Ölüdeniz, Muğla22 Pamukkale, Denizli23 İztuzu Plajı, Muğla24 Kelebekler Vadisi, Muğla25 Nemrut Dağı, Adıyaman26 Borçka Karagöl Milli Parkı, Artvin27 Gorgit Yaylası, Artvin28 Uzungöl, Trabzon29 Şehriban Kanyonu, Kastamonu30 Ayder Yaylası, Rize31 Yedigöller Milli Parkı, Bolu32 Ağrı Dağı, Ağrı33 Van Gölü, Van34 Muradiye Şelalesi, Van35 Tortum Şelalesi, Erzurum Türkiye’nin Doğal Güzellikleri 1 Karapınar Çölü, Konya Evet, yanlış duymadınız. Türkiye sınırları içerisinde genellikle Afrika’da görmeye alışık olduğumuz bir çöl bulunuyor. Konyanın Karapınar ilçesinde yer alan bu çöl, bölgede büyük bir göç dalgası yaşanmasına sebep olmuş. İpek Yolu üzerinde bulunan Karapınar, günümüzde gerek çölü gerekse tektonik gölleriyle pek çok ziyaretçinin ilgisini çekiyor. Karapınar Çölü’nün oluşma nedenleri arasında bölge halkının yöreyi tahrip etmesiyle birlikte ser esen rüzgarlar bulunuyor. Türkiye’de rüzgar erozyonundan etkilenen tek yer olan Karapınar, Türkiye’nin tek çölü olduğu için görülmeyi hakediyor. Elbette çölleşmeye karşı temkinli olmalı, gerekli tedbirleri almalıyız. Üstelik Meke Tuzlası da bu alanda bulunuyor. Karapınar Çölü’nü haritada görüntülemek için tıklayınız. 2 Meke Gölü, Konya Görüntüsü nazar boncuğunu andırdığı için Dünyanın Nazar Boncuğu’ olarak adlandırılan Meke Gölü, dünyada eşine az rastlanan doğal güzelliklerden bir tanesi. Oluşma süreci iki aşamadan oluşuyor. İkinci aşaması dahi 8 bin yıl öncesine dayanıyor. Alanın tam ortasında ikinci bir volkan bacasının meydana gelmesiyle günümüzdeki görünümünü kazanıyor. Yılın bazı aylarında kuruyan gölün en yüksek su seviyesi 10 – 12 metre civarında oluyor. Yabancı turistlerin de son zamanlarda akın ettiği Meke Gölü ve çevresinde, yerel halkı su tüketimi bilinçlendirme ve ağaçlandırma çalışmaları yapılması planlanıyor. İklim krizinden ötürü tehlikede olan Meke Gölü’nü halen vaktiniz varken görmenizi tavsiye ederiz. Meke Gölü’nü haritada görüntülemek için tıklayınız. 3 Ihlara Vadisi, Aksaray Türkiye’nin gizli geçidi olan Ihlara Vadisi’nin oluşumuyla ilgili birkaç hikaye anlatılır. Bunlardan biri de, Hasandağı’nın aktif hale geçmesiyle lavlar, bölgede volkanik bir tabaka oluşturmuş. Zaman içerisinde oluşan bu tabaka, çevresel faktörler sebebiyle aşınır. Buna ek olarak, Melendiz Çayı da kanyon vadinin altını oyarak kendisine yol açar. Vadide oluşan derinlikler yer yer 10 metreye kadar ulaşıyor. Aksaraydaki Ihlara Vadisi doğanın bir şaheseri olmakla birlikte tarihsel değere de sahip bir bölge. Zamanında vadi içerisinde çok sayıda kilise olsa da yalnızca 14 tanesi günümüze kadar ulaşmayı başarabilmiş. 10 tanesi de halen canlılığını koruyor. Ihlara Vadisi’nde yer alan kiliselerin hikayeleri 6. yüzyıla dayanıyor. Hatta Saint George Kilisesi, ilk günkü ihtişamıyla vadide yükseliyor. Kilisedeki süslemelerde, Selçuklu Sultanı’na ait olduğu düşünülen elbise resimleri kullanılması, kilisenin yapımında Türkler’in de yardım ettiği kanısını ortaya çıkartıyor. 11. yüzyıla kadar kiliselerin inşasına devam edilse de Selçukluların bölgeyi ele geçirmesiyle inşaatlar durdurulmuş Ancak, hali hazırda tamamlanmış kiliselerde Hristiyan halk ibadetlerini yerine getirmeye devam etmiş. 1924’te ise kiliseler ibadete kapatılmış. Vadi içerisinden akan Melendiz Çayı da Ihlara Vadisi’nde doğanın ve tarihin muazzam uyumunu ispat ediyor. Ihlara Vadisi’ni haritada görüntülemek için tıklayınız. 4 Gökpınar Gölü, Sivas Doğal Akvaryum olarak da adlandırılan Gökpınar Gölü, Sivasın Gürün ilçesinde yer alıyor. Türkiye’nin saklı kalmış köşelerinden olan Gökpınar Gölü’nde mavinin ve yeşilin tüm tonlarına rastlayabilirsiniz. Özellikle yaz aylarında, 15 metre derinlikte yüzen balıkları dahi görebilirsiniz. Gölün neredeyse her yerinde sıcak kaynak sular bulunduğu için özellikle kış aylarında beyaz tabaka her yeri örttüğünde üzerinden buharlar tüten bir havuz görünümü alıyor. Gölde balık tutmak ve yüzmek yasak olsa da dalış yapılabiliyor. Rakım 1500 olduğu için gölde dalacağınız 1 metre, denizdeki 3 metreye eşdeğer. Gölün hemen yanında, muhteşem manzarasıyla bir restoran, otel ve piknik alanları yer alıyor. Siz de Gökpınar Gölü’nün el değmemiş güzelliklerine tanıklık edebilirsiniz. Gökpınar Gölü’nü haritada görüntülemek için tıklayınız. 5 Kapadokya, Nevşehir Türkiye’nin en çok ziyaret edilen turizm bölgelerinden bir tanesi olan Kapadokya, sadece denizi ve güneşiyle değil, aynı zamanda tarihi zenginlikleri ve doğal güzellikleriyle de ön plana çıkıyor. Nevşehir’e 7 kilometre mesafede konumlanan peribacalarını ziyaret ettikten sonra sabahın ilk ışıklarıyla birlikte düzenlenen balon turlarına katılarak güneşin göğe yükselişine tanıklık edebilirsiniz. Yalnızca peribacaları ve balon turu dahi Kapadokya’yı unutulmazlar arasına sokabilecekken, 4. yüzyıldan kalıntıları içerisinde barındıran Göreme Açıkhava Müzesi ziyaretçileri kendisine hayran bırakıyor. Müze aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yer alıyor. 1967’den beri kapılarını misafirlerine açan Derinkuyu Yer Altı Şehri de mutlaka görmeniz gereken diğer bir tarihi eser. Ayrıca, 8 katlı Derinkuyu’nun çevresinde dünyanın en eski akıl hastanesini bulunuyor. Yeraltı şehrinin 12 veya 13 katlı olduğu düşünülüyor fakat henüz, 8 katı ziyaretçiler tarafından gezilebiliyor; 80 metre derinde olduğu bilinen yeraltı şehrinin 50 metresine kadar ziyaretçi alımı yapılıyor. Kapadokya, tarihle doğanın uyum içerisinde yaşadığı bir yer. Peribacaları, doğanın insanlığa sunduğu ender eserlerden bir tanesi. Peribacalarıyla birlikte eski medeniyetlerin kültürlerine tanıklık etmek, bit tatilden alınabilecek en yüksek verimi sağlıyor. Kapadokya’yı haritada görüntülemek için tıklayınız. 6 Erciyes Dağı, Kayseri Kapadokya’nın, ülkemizde peribacalarına ev sahipliği yapan tek bölge olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Kayseride konumlanan Erciyes Dağı’nda 30 milyon yıl öncesinde yaşanan volkanik patlamalar sonucu savrulan küller sayesinde peribacaları oluşmuş. Ayrıca 3 bin 917 metre yüksekliğindeki Erciyes, Türkiye’nin en yüksek dağlarından bir tanesi. Dümdüz ovaların arasından yükselen ve heybetiyle göz kamaştıran Erciyes Dağı’nın tepelerinde daima kar bulunur. Yılın her mevsiminde görsel şölen sunan dağda kış sporları yaygın olarak yapılır. Kayak merkezinin de bulunduğu bölgede dağ tırmanıcıları için de korunabilecekleri doğal mağaralar bulunur. Erciyes Dağı’nı haritada görüntülemek için tıklayınız. 7 Salda Gölü, Burdur Çevresi yemyeşil ormanlarla çevrili Salda Gölü, Türkiye’nin en temiz göllerinden biri. Beyaz ve kül rengi yumuşak kumlarıyla insanın ayaklarını okşayan alacalı sahili, Salda Gölü’ne turkuaz rengini veriyor. Zengin mineralli bir tektonik krater gölü olan Salda, geçtiğimiz yaz Türkiye’nin en çok ziyaret edilen turistik destinasyonlarından biri oldu ve uzun süre popülerliğini kaybedecek gibi görünmüyor. Salda Gölü’nü haritada görüntülemek için tıklayınız. 8 Cennet ve Cehennem Obrukları, Mersin Mersinin Silifke ilçesinde konumlanan Cennet ve Cehennem Obrukları görenleri hayret düşürüyor. Doğanın nelere kadir olduğunun canlı kanıtı olan bu obruklar, yeraltı sularının oluşturduğu erozyon sonucu meydana gelmiş. Suyun destekleyici kütle zamanla aşındırmasıyla tavan çöker ve obruk meydana gelir. 70 metre derinliğindeki Cennet Obruğu’nda ilerledikçe bir mağara ve mağaranın girişinde de ufak bir kilise karşımıza çıkıyor. Kilisenin giriş kapısında 4 satırlık bir kitabe yazılı. Kitabenin incelenmesiyle kilisenin 5. yüzyılda Paulus adında dindar bir kişinin Meryem Ana’ya ithafken inşa ettirdiği anlaşılıyor. Cennet Obruğu’na 452 basamaktan oluşan taş bir merdiven sayesinde iniliyor. Derinliği 128 metre olan Cehennem Obruğu da tıpkı Cennet Obruğu gibi meydana gelmiş olup, hemen 75 km kuzeyinde konumlanıyor. Kenarları içbükey olmasından kaynaklı olarak obruğa iniş gerçekleştirilemiyor. Efsaneye göre Zeus, ağzından alev çıkartan yüz başlı ejderha Typhon’u burada gerçekleştirilen bir dövüşte alt eder. Typhon’u Etna Yanardağı’nın altına sonsuza dek göndermeden önce bir süre Cehennem çukurunda hapsettiği rivayet edilir. Cennet ve Cehennem Obrukları’nı haritada görüntülemek için tıklayınız. 9 Damlataş Mağarası, Antalya 1948 senesinde liman inşaatında kullanılması için taş çıkartmak adına açılan ocak sayesinde keşfedilmiş. Giriş kısmında 50 metrelik geçit bulunuyor. 15 metre yükseklikteki geçidi aştıktan sonra ziyaretçileri silindirik formda bir boşluk karşılıyor. Bu boşluktan mağaranın derinliklerine iniliyor. Damlataş Mağarası adını, mağaranın içerisinde yer alan sarkıtlardan damlayan sudan almış. Büyüleyici bir görünüme sahip olan mağara aynı zaman astım hastalarına da iyi geliyor. Doktor tavsiyesiyle mağarada 21 günlük kür uygulayan insanlar bulunuyor. Damlataş Mağarası’nın havası her mevsim aynı kalır. Sıcaklık 21 C derece, rutubet %95 ve sabit basınç 760 mm olarak ölçülmüş. Mağaradaki havanın %71’i azot, % oksijen, % karbondioksit ve geri kalanının da biraz radyoaktivite ile iyonlar oluşturur. Türkiye’de turizme açılan ilk mağara olma unvanını elinde barındıran Damlataş Mağarası, içine girildiği andan itibaren insanı büyülüyor. Yeraltındaki mucizelere tanıklık etmek isteyen herkesin mağarayı ziyaret etmesi gerekiyor. Damlataş Mağarası’nı haritada görüntülemek için tıklayınız. 10 Karain Mağarası, Antalya Antalya’nın Yağca Köyü’nde bulunan Karain Mağarası, Türkiye’nin en büyük doğal mağaralarından bir tanesi. İnsanlık tarihine ışık tutması açısından son derece önemli bulgulara rastlanan Karain Mağarası’nda neandertal insanların kalıntılarına rastlanmış. Alt Paleolitik Çağ’dan Roma Dönemi’ne kadar yerleşim izlerinin bulunduğu mağara, diğer Paleolitik mağaraların bir dönemi temsil etmesinin aksine Alt, Orta ve Üst olarak bir katmanlaşma göstermiş olup, Avrupa ile Yakın Doğu arasındaki göç yollarını aydınlatmada önemli izler taşıyor. Anadolu topraklarının ilk sanat ürünleri de yine Karain Mağarası’nda bulunmuş. İlk olarak 1946 yılında Prof. Dr. İsmail Kılıç Kökten tarafından keşfedilen mağara, büyük arkeolojik çalışmalara ev sahipliği yapmış. Günümüzde de turistlerin akın ettiği mağara doğal güzelliğiyle kültürel birikimin harmanlandığı Türkiye’nin nadide eserlerinden bir tanesi. Karain Mağarası’nı haritada görüntülemek için tıklayınız. 11 Manavgat Şelalesi, Antalya Manavgat Nehri’nin kuvvetli akıntısıyla görkemli bir görünüm kazanan Manavgat Şelalesi, şehrin keşmekeşliğinden bunalmış ziyaretçileri stresten uzak dakikalara davet ediyor. Oldukça alçaktan akan şelalenin beslendiği en büyük kaynak, karstik yapıdaki Dumanlı Kaynağı. Karstik yapısı sebebiyle şelalede beyaz sarkıtlar oluşuyor. Akıntı hızının yüksek olmasından kaynaklı su sporları için ideal ortamı sağlıyor. Manzarasıyla da insanı mest eden şelalenin çevresinde yeşilin her tonuna rastlayabileceğiniz gibi restoranlara, hediyelik eşya dükkanlarına, çay bahçelerine ev sahipliği yapıyor. Piknik alanları da bulunan bölgede trekking ve kamp gibi etkinlikler oldukça fazla rağbet görüyor. Ağaç dallarının su ile buluştuğu Manavgat Şelalesi’ne girmek için cüzi miktarda bir ücret ödemeniz gerekiyor. Manavgat Şelalesi’ni haritada görüntülemek için tıklayınız. 12 Likya Yolu, Muğla – Antalya Likyalılar tarafından kullanılan bir ticaret yolu olan Likya Yolu, Fethiye’den başlayıp Geyikbayırı’nda bitiyor. Türkiye’nin en uzun yürüyüş yolu olan Likya Yolu üzerinde 1999 yılına kadar tam bir rota çıkartılamamış. 1999’da ise Cate Clow bunu başarmış ve Likya Yolu tam anlamıyla rota dahilinde yürünmeye başlanmış. 555 kilometrelik bu parkurda ormanların içerisinde geçecek, yer yer denizin masmavi sularını görüp serinlemek isteyeceksiniz. Ölmeden önce yapılması gerekenler listesinde mutlaka bulunması gereken Likya Yolu yürüyüşü, 20’den fazla antik kenti keşfetmenizi de sağlayacak. Likya Yolu’nu haritada görüntülemek için tıklayınız. 13 Kleopatra Plajı, Alanya Doğa harikası olarak nitelendirilen Kleopatra Plajı, mavi bayraklı bir plaj. Turkuaza çalan denizi, altın rengi kumu, geniş sahil hattı ve 8 – 10 metreye kadar sığ sularıyla ziyaretçiler için ideal bir tatil ortamı sağlıyor. 2 kilometre uzunluğa sahip plaj, adını Antik Mısır kraliçesi Kleopatra’dan almış. Rivayete göre, Romalı General Mark Antony, Alanya ve çevresini Kleopatra’ya hediye etmiş. Kleopatra da her gün yüzmek için Kleopatra Plajı’na gidermiş. Hatta kaleden plaja giden bir tünel de varmış. Kraliçe Kleopatra, Akdeniz’e açıldığı her seferde Alanya’ya gelir, Kleopatra Plajı’nda denize girermiş. Bu hikayeyle birlikte dünya çapında popülaritesi artan Kleopatra Plajı’na günümüzde binlerce insan akın ediyor. Fakat, bu plaj hakkında bilmeniz gereken en önemli şey, kumsalda oturmanın yasak olması. Oldukça özel bir kuma sahip olan plajın kumları, her sene dalgalar sebebiyle azalıyor. Ziyaretçilerin de yanlarında hatıra olarak kum götürmelerini engellemek adına böyle bir yasak getirilmiş. Plaja giriş ücretsiz olmakla birlikte, kullanacağınız şezlong ve şemsiye için işletmeler ücret tahsil ediyor. Kleopatra Plajı’nı haritada görüntülemek için tıklayınız. 14 Düden Şelalesi, Antalya Dünyanın dört bir yanından ziyaretçinin görmeye geldiği Düden Şelalesi’nde Antalya turizmini geliştirmek için her şey yapılıyor. Şelalenin girişinde deveye binip arkanızda şelaleyle birlikte anı fotoğrafı çekilebilirsiniz örneğin. Şelalenin içerisinde hediyelik eşya dükkanları, kafeler, restoranlar hatta Gençlik Parkı bulunuyor. Düden Şelalesi’nde akan su ortalama 15 kilometre mesafede konumlanan Lara Plajı’nda 50 metre yükseklikten denize dökülüyor. Şehir merkezine de yalnızca yarım saat mesafede bulunan Düden Şelalesi, doğanın mucizelerinden bir tanesi. Düden Şelalesi’ni haritada incelemek için tıklayınız. 15 Olimpos, Antalya Doğa tatili yapmak isteyenlerin en çok tercih ettiği yer olan Olimpos, Antalya’nın Kumluca ilçesine bağlı bir belde. Olimpos’u bu kadar özel kılan şey ise bakir koyları, ormanları ve doğayla uyumlu ağaç evleri. Bir de caretta carettalar var. Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bu kaplumbağalar Temmuz – Ağustos aylarında yumurtlamak için Olimpos kıyılarına geliyorlar. Hatta bu bölge, sevimli kaplumbağaları korumak adına sit alanı ilan edilmiş. Siz de sabahın erken saatlerinde sahile inerseniz, minik kaplumbağaların denize kavuşma hikayesine tanıklık edebilirsiniz. Olimpos’un simgesi caretta carettalar olsa da, bölgeyi güzel kılan dağa birçok doğal güzellik var. Örneğin Yanartaş, bunlardan biri. Sonsuz Ateş’ veya Olimpos’un Sönmeyen Ateşi’ olarak da adlandırılan Yanartaş’ın özelliği hiç sönmemesi. Kayaların arasında sıkışan ve yavaşça yukarı doğru sızan doğal gaz sayesinde Yanartaş’ın ateşi yüzyıllardır yanıyor. Bilimsel anlamda açıklaması son derece basit olsa da Yanartaş hakkındaki efsaneler de oldukça ilgi çekici. Ephyra Kralı Glaukus’un oğlu Hipponoes kardeşini öldürür. Daha sonra Bellorophontes adını alan genç, Argon Kralı tarafından Likya kralına gönderilir. Bellorophontes, Likya Kralı tarafından, Olimpos Dağı’nda yaşayan ve ağzından alev saçan Chimera ile yüzleşmesi için cezalandırır. Pegasus’a binerek Chimera ile dövüşen Bellorophontes, mızrağını Chimera’ya saplar ve canavarı yerin yedi kat altına gömer. Chimera ölmez, hatta ateşini yerin yedi kat altından göndermeye devam eder. Olimposun doğal güzelliklerine bir de Olimpos Antik Kenti ekleniyor. Tarihi milattan önce 2. yüzyıla dayandığı düşünülen antik kent, orman içerisinde yer alıyor. Tam anlamıyla doğanın kalbinde bulunan Olimpos Antik Kent’te Güney ve Kuzey Nekropolleri keşfedilmiş. Güney Nekropol’de 300’ü aşkın mezar bulunmuş. Kuzey Nekropol’de ise 100’ü aşkın mezar ve konutlara rastlanmış. Sözün özü, tarihi doğayla harmanlayarak sunan Olimpos, tatil için oldukça iyi bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Olimpos’u haritada incelemek için tıklayınız. 16 Kaputaj Plajı, Antalya Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Kalkan beldesinde konumlanan Kaputaj Plajı, kendisine çevreleyen etkileyici kayalıklardan adını alan ülkemizin ender doğal güzelliklerinden bir tanesi. Yol ağzından başlayan merdivenlerle inilebilen plajda, yeraltından çıkan su, kumsaldan süzülerek turkuaz renkli denizle buluşuyor. Masmavi deniziyle insanı büyüleyen bir görünüme sahip olan plajın kumsalı ise çakıl ve kumdan oluşuyor. Mavi bayraklı Kaputaj Plajı’nın suyu, yeraltı sularından kaynaklı olarak soğuk olsa da yaz aylarında yavaş yavaş ısınmaya başlıyor. Plaja giriş ücretsiz olsa da şezlong ya da şemsiye kiralamak istiyorsanız belirli bir ücret ödemeniz gerekiyor. Dışarıdan kendi şemsiyenizi getirmek de serbest. Kaputaş Plajı’nı haritada incelemek için tıklayınız. 17 Gölyazı ve Uluabat Gölü, Bursa Doğayla tarihin barış içerisinde hüküm sürdüğü Gölyazıda yerleşim 800 metre yüksekliğindeki antik surların içinde devam ediyor. Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemlerinden izlere rastlayabileceğiniz bu bölgedeki ağaçlar, ilkbahar aylarında karların erimesi ve yağışın artmasıyla su içinde kalır. Bu suda ördekler ve pelikanlar yüzer. Türkiye’nin hiçbir yerinde kolay kolay rastlanmayacak bir görüntüyle karşı karşıya kalırsınız. Uluabat Gölü ise Bursaya ayrı bir hava katan doğal güzelliklerin başında geliyor. Gölde turna, kefal, sazan gibi balıklar çıkartılıp afiyetle yeniliyor. Ayrıca, kayıklarla ufak bir gezintiye çıkabiliyorsunuz. Göl üzerinde irili ufaklı birçok ada konumlanıyor. Bu adalardan en büyüğü Nailbey Adası. Bu adada bulunan manastırın 1300 yıllık olduğu ve içerisinde keşişlerin yaşadığı düşünülüyor. Gölyazı’yı haritada görüntülemek için tıklayınız. Uluabat Gölü’nü haritada görüntülemek için tıklayınız. 18 Kaz Dağları, Balıkesir İda Dağı olarak da adlandırılan Kaz Dağları, antik dönemden başlayarak günümüze kadar birçok efsaneye konu olmuş. Tanrıların Armağanı’ olarak nitelendirilen Kaz Dağları, Marmara Bölgesi’nin yoğun yaşamı altında stresle boğuşanlar için altın değeri taşıyor. Hafta sonu, hatta günübirlik dahi ziyaret edilebilir bir bölge olduğunu da hatırlatalım. Zeytin ağaçları, kızılçam, meşe ve karaçam ormanlarıyla doğanın bütün zenginliklerini içerisinde barındıran Kaz Dağları’na 4 mevsim seyahat edilebilir. Buz gibi doğal kaynak sularında yüzebilir, kuş sesleri arasında kendinizi çimlerin üzerine bırakabilir, şehrin bunaltıcı havasını bir nebze de olsa unutabilirsiniz. Homeros, dünyaca ünlü İlyada’sında İda Dağı için ”Bol pınarlı, vahşi hayvanların anası” ifadesini kullanmış. Afrodit, Hera ve Athena’nın katıldığı, Truva Savaşı’na sebebiyet veren güzellik yarışması bu topraklar üzerinde yapıldı. Zeus bu topraklar üzerinde doğdu ve Hera’yla yine burada evlendi. Tanrılar, Truva Savaşı’nı Kaz Dağları’ndan izledi. Hatta bazı rivayetlere göre Nuh’un gemisinin İda’da olduğu söyleniyor. Sarıkız efsanesi de günümüzde de kulaktan kulağa dolaşmakta. Kanyonları, şelaleleri, kendine özgü doğasının yanı sıra Kaz Dağları ziyaretçilerine asla unutulmayacak mitolojik öyküler sunuyor. Kaz Dağları’nı haritada görüntülemek için tıklayınız. 19 Kızkumu, Muğla Muğla’nın Marmaris ilçesinde konumlanan Kızkumu, 600 metre boyunca denizin içerisinde uzanan batık patikası. Türkiye’nin önemli turistik noktalarından olan Kızkumu’nda yol boyunca su seviyesi dizlere kadar geliyor. Halbuki kumun altı yaklaşık 20 metre derinliğinde. Kimileri için bu doğa harikasının keyfini çıkartmak amaçlansa da kimileri Kızkumu efsanesini öğrenir ve gelecek nesillere aktarmaya devam eder. Efsaneye göre, Bybassoss Kralı’nın kızı, bir balıkçıya aşık olur. Geceleri sahile inen prenses, ateş yakarak balıkçıya haber gönderirmiş. İkili aşklarını gizliden gizliye yaşarken, kral da kızını evlendirmek için prens aramaya koyulmuş. Kral prensese kendisini bir prensle evlendirmek istediğini söylemiş fakat prenses kabul etmemiş. Sinirlenen kral, kızını takip ettirmiş ve bir gece sahile inerken askerler kızı yakalamış. Olayın nereye varacağını öğrenmek için askerler prensese ateşi yaktırmış. Habersiz balıkçı kayığıyla kıyıya yanaşırken, askerlerin elinden kurtulan prenses suya doğru koşmaya başlamış. Tam o anda bir mucize gerçekleşmiş ve prensesin adım attığı yer kuma dönüşmüş. İki sevgili tam kavuşacakken askerlerden biri balıkçıya nişan alıp okunu fırlatmış. Ok prensese isabet etmiş. Akan kanla da birlikte kum kızıl rengini almış. Balıkçı yaralı sevgilisini kayığa alıp gözden uzaklaşmış. Bir daha da kimse ikisinden haber alamamış. Kızkumu’nu haritada görüntülemek için tıklayınız. 20 Saklıkent Kanyonu, Muğla Türkiye’nin cennet köşesi Fethiye, birçok doğal güzelliğe ev sahipliği yapıyor. Ölüdeniz, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgi odağındayken Saklıkkent Kanyonu biraz daha göz ardı edilmiş gözüküyor. 26 sene önce bir çoban tarafından keşfedilen Saklıkent’te Mayıs ayında dağlarda eriyen kar suları kayalardan akarak cennete doğru yol alır. Kanyonun doğa mucizelerini barındırması Saklıkent Milli Parkı’nın kurulmasına ön ayak olmuş. Parktan adımınızı attığınızda kanyonun girişiyle karşılaşacaksınız. Suyun içindeki kayalardan yürümek zorunda olduğunuz için sandalet veya lastik ayakkabı giymenizde yarar var. İlk başlarda sakin sular kanyonda ilerledikçe hırçınlaşıyor. İki yanınız da ağaçlar ve kayalarla çevriliyken içinde bulunduğunuz su giderek soğumaya başlayacak. İleride de bir ada göreceksiniz. Bu ada, huzurun ve yalnızlığın adası. Kanyonun içlerine doğru ilerlerken düşüp akıntıya kapılma olayları yaşandığı için kanyona kadar bağlanmış sağlam bir halattan destek alıyorsunuz. Kanyona vardığınızda su sakinleşiyor. Daha rahat yürümeye başlayacağınızı düşünseniz de bu kez de kayalar karşınıza çıkıyor. Geçmiş dönemde suyun kayalar üzerinde bıraktığı etkiyi görebiliyorsunuz. İlerledikçe yollar daralıyor ve yürümesi giderek zorlaşıyor. Kimileri geri dönse de yola devam edenler minik bir şelale ile karşılaşıyor. Ödül de yolun sonunda şelalenin altında serinlemek oluyor. Saklıkent Kanyonu’nu haritada görüntülemek için tıklayınız. 21 Ölüdeniz, Muğla Fethiyenin dünyaya nam salmış plajı Ölüdeniz, yeşil ile mavinin buluştuğu muhteşem bir doğa harikası. Adını suyun durgun olmasından alan Ölüdeniz, bir iç denizi andırıyor. Sakin, dingin ve berrak sularda yüzmek veya su sporlarıyla stres atmak isteyenler için Ölüdeniz oldukça cazip bir seçenek. Adrenalin tutkunları da yılın belirli dönemlerinde bölgeyi ziyaret ediyorlar. Çünkü Ölüdeniz, Türkiye’de yamaç paraşütü yapılabilecek en ideal noktalardan biri. Siz de yeşil ile mavinin nasıl uyum içerisinde yaşadığını görmek ve biraz olsun stresli yaşamınızdan uzaklaşıp yeni yerler keşfetmek istiyorsanız, Ölüdeniz’i mutlaka ziyaret etmelisiniz. Ölüdeniz’i haritada görüntülemek için tıklayınız. 22 Pamukkale, Denizli Son 15 yılda turizm patlaması yaşayan bölge, bir zamanlar insan akımına uğradığı için doğal güzelliğini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalmış. Pamukkale Travertenleri oldukça ender görülen bir yapı olarak karşımıza çıkıyor. Çeşitli nedenlerden kaynaklı, ortama bağlı kimyasal reaksiyonlar sonucunda çökelme meydana gelerek kayaçlar ortaya çıkıyor. Pamukkale termal kaynağının oluşumuna sebebiyet veren jeolojik olaylar geniş bir çevreyi etkilemiş. Bölgede, sıcaklıkları 35 ila 100 C arasında değişkenlik gösteren 17 sıcak su alanı yer alıyor. Pamukkale termal kaynağı, antik dönemlerden beri kullanılıyor. Kaynaktan çıkan C su, kalsiyum hidrokarbonat bakımından oldukça zengin. Bu su, havayla temas ettiğinde, karbondioksit ve karbonmonoksit gaz haline gelip uçuyor. Kalsiyum karbonat da çökelerek travertenleri oluşturuyor. Pamukkale Travertenler’ini haritada görüntülemek için tıklayınız. 23 İztuzu Plajı, Muğla İztuzu Plajı, Muğla’nın Dalyan ilçesinde konumlanıyor. Avrupa’nın en iyi plajı seçilen İztuzu, İngiliz The Times’ gazetesi tarafından yapılan 6 aylık araştırmanın sonucunda da Avrupa’nın En İyi Açık Alanı’ ilan edilmiş. km uzunluğunda sahil şeridine sahip plajın bu denli özel kılan şey ise inci tanesi kumları ve kumların üzerine yumurtalarını bırakan caretta carettalar. Olimpos’la birlikte ülkemizde bir tek İztuzu Plajı’nda görülen bu canlıları korumak için akşam sabah kadar alana giriş yasak. Ayrıca plajda, yaralı kaplumbağaların tedavi edildiği bir de kaplumbağa hastanesi yer alıyor. İztuzu Plajı’nın ön cephesi Akdeniz’in tuzlu sularına bakarken, hemen iç kısmında tatlı su gölü bulunuyor. Tatlı ve tuzlu suyun kesiştiği yer olan plaja girişler ücretsiz. Şezlong ve şemsiye kiralamak içinse belirli bir ücret ödemeniz gerekiyor. İztuzu Plajı’nı haritada görüntülemek için tıklayınız. 24 Kelebekler Vadisi, Muğla Muğlanın Fethiye ilçesinde iki yüksek yamaç arasından filizlenen Kelebekler Vadisi, el değmemiş güzelliğiyle ziyaretçilerini büyülüyor. 1995’te 1. derece doğal sit alanı ilan edilen vadide 80’i aşkın kelebek çeşidi yaşıyor. Adını da bu kelebeklerden almış. İçerisinde 50 metre yükseklikten dökülen bir de şelale var. Bu şelale vadinin içerisinden geçen bir dereye dökülüyor. Kelebekler Vadisi son derece özel bir bölge. Temiz ve berrak sularının yanı sıra incecik kumlara sahip. Vadinin içerilerine doğru ilerlediğiniz kelebeklere rastlıyorsunuz. Ancak çok ses yapmamaya özen gösterin. Kelebekler gürültüden rahatsız olup davranış bozukluğu gösterebilir, hatta ölebilirler. Trekking ve tırmanış için oldukça uygun bir yapıya sahip olan Kelebekler Vadisi’nde mutlaka kamp kurmalısınız. Rahatına düşkün olanlar içinse bungalovlar bulunuyor. Kelebekler Vadisi’ni haritada görüntülemek için tıklayınız. 25 Nemrut Dağı, Adıyaman Batı kıyılarına biraz uzak olsa da dünyanın dört bir yanından turistin Nemrut Dağı’na gelmelerinin bir sebebi var. Adıyamanın Kahta ilçesinde konumlanan Nemrut Dağı 2150 metre yüksekliğinde. Dağın yamaçlarında, zamanın Kommagene Kralı I. Antiochos tarafından, tanrılara ve atalarına minnettarlığını sunmak için inşa ettirdiği mezarı ve anıtsal heykeller bulunuyor. Bu kalıntılara Nemrut Dağı’nın büyüleyici manzarası eklenince ortaya bir şaheser çıkıyor. Bu kalıntılar, Helenistik Dönem’in en görkemli kalıntıları arasında gösteriliyor. Heykeller, doğa, batı ve kuzey teraslarında konumlanıyor. Doğu terası kutsal merkez sayıldığı için en önemli heykeller burada yer alıyor. Günümüze kadar ulaşmayı başarmış anıtsal heykeller kireç taşı bloklarından inşa edilmiş olup boyları 8 – 10 metreye kadar ulaşabiliyor. Nemrut Dağı’ndaki tek eksik ise varlığı bilinse de halen keşfedilememiş olan I. Antiochos’un mezarı. Nemrut Dağı’nı haritada görüntülemek için tıklayınız. 26 Borçka Karagöl Milli Parkı, Artvin Doğa müzesi olarak da bilinen ve Türkiye’nin en iyi kamp alanlarından biri olan Borçka Karagöl Milli Parkı, doğanın insana bahşettiği nadide güzelliklerden bir tanesi. Bu alan, heyelan gölünün yarattığı manzaranın yeşille tamamlanmış hali. 1800’lerde Klaskur Yaylası’na yakın bir tepeden kayan toprak, Klaskur Deresi’nin önünü tıkamış ve sonuç olarak Karagöl oluşmuş. Koruma altına alınmış olan Borçka Karagöl Milli Parkı’na düzenlenen trekkingler, ziyaretçilerin bu muhteşem güzelliğe tanıklık edebilmeleri açısından son derece önemli. Kamp sevdalıları tarafından yeni yeni keşfedilmeye başlayan Karagöl, doğasıyla insanı cezbediyor. Zaman zaman Artvin Şavşat’ta bulunan Karagöl ile karıştırılsa da Borçka Karagöl Milli Parkı’na ulaşım çok daha kolay. Borçka Karagöl Milli Parkı’nı haritada görüntülemek için tıklayınız. 27 Gorgit Yaylası, Artvin Artvinin Macahel Bölgesi’nde konumlanan Golgit Yaylası’nda rakım 1700. Doğayla insanın bir araya gelip de mutlak huzurun sürdüğü bir yer alan Gorgit Yaylası’na arabayla ulaşmak mümkün değil. Yalnızca yürünerek gidilebiliyor. Gidenlerin yanlarına el feneri, pil, uyku tulumu gibi hayati önem taşıyan malzemeleri yanlarına almaları tavsiye ediliyor. Ayrıca yaylada elektrik yok, bu nedenle elektrikle çalışan aletler de kullanılmıyor. Cep telefonunuzun şarjı biterse ney yapacağınızı düşünmeyin. Nasıl olsa bölgede telefon da çekmiyor. Tam anlamıyla sakinliğin kelime karşılığı olan Gorgit Yaylası içerisinden bir de Maral Şelalesi akıyor. Pamuk gibi bulutların hemen altında, sizin altınızda doğa ve eşsiz bir manzara. Stresten uzaklaşıp doğayla bütünleşmek isteyenler için harika bir alternatif oluşturuyor. Gorgit Yaylası’nı haritada görüntülemek için tıklayınız. 28 Uzungöl, Trabzon Son dönemde Karadeniz turlarının popülerleşmesiyle birlikte gizli kalmış güzellikler de bir bir açığa çıkıyor. Bundan 15 – 20 sene öncesinde çoğu kişinin belki de adını dahi duymadığı Uzungöl, günümüzde ise çoğu kişinin tatil planlarında üst sıralarda yer alıyor. Tranbzon’un Çaykara ilçesine bağlı turistik bir belde olan Uzungöl adını, hemen kıyısına inşa edildiği gölden alıyor. Beldeyi bu denli çekici yapan şeyse bölgenin uzaktan veya kuşbakışı görünümü. Uzungöl, Türkiye’nin yağmur ormanlarının yer aldığı Soğanlı ile Kaçkar Sıradağları’nın birleşim noktasında yer alıyor. İçerideki göl ise yamaçlardan düşen kayaların Haldizen deresini tıkamasıyla meydana gelmiş. Bu bölgenin diğer bir özelliği de yerkürenin, ılıman bölgede yer alan en yaşlı ormanlarına ev sahipliği yapması. Bolca yağış alan bölge, ılıman iklimi sayesinde de her mevsim yemyeşil kalır. Uzungöl haricinde de Trabzon’da gezilecek yerleri keşfetmek için yazımıza göz atabilirsiniz. Uzungöl’ü haritada görüntülemek için tıklayınız. 29 Şehriban Kanyonu, Kastamonu Türkiye’nin henüz keşfedilmemiş doğal güzelliklerinden bir tanesi olan Şehriban Kanyonu, Kastamonu’nun Şenpazar ilçesinde konumlanıyor. Dik yamaçların yer yer birbirine yaklaşmasıyla kanyonun iki ucundaki mesafe 1 metreye kadar düşse de ortaya enfes bir manzara çıkıyor. İlk defa 1997 senesinde Atlas ekibi tarafından geçilen kanyon halen tam anlamıyla keşfedilmiş değil. Neredeyse bin metre yüksekliğe ulaşan yamaçların arasındaki dar noktadan hat boyunca akan bir çay bulunuyor. Çayın döküldüğü yerde ciddi bir akım bulunuyor ki insanın baş etmesi son derece zor. Bundan mütevellittir ki Şehriban Kanyonu’na Ölümle Dans Kanyonu’ da deniyor. Küre Dağları’nın ikinci kez bölme özelliğini taşıyan debisi, yaz yağmurları sebebiyle yükseliyor. Fazlaca su taşıma potansiyeline sahip Şehriban Kanyonu’nda gezmek yer tüyler ürpertici olsa da asla unutulmayacak bir deneyim olarak hayatınızdaki yerini alacak. Şehriban Kanyonu’nu haritada görüntülemek için tıklayınız. 30 Ayder Yaylası, Rize Son zamanlarda sosyal medya sayesinde gündeme giren ve kamuoyunu epey bir meşgul eden Rizedeki Ayder Yaylası’nın tarihi 13. yüzyıla dayanıyor. 19. yüzyıldan itibaren kalıcı olarak başladığı bölge 1944 senesinde Milli Park ilan edilmiş, 1987’de de turizme açılmış. Uzayıp giden yaylalar arasında yeşilin her tonunu barındıran Ayder Yaylasında dağların arasından akıp giden bir dere ve tepelere sanki insan eliyle gökten inme kondurulmuş ahşap evler, ziyaretçilere tarifsiz bir mutluluk veriyor. Oksijenin başınızı döndürdüğü Ayder Yaylası’nda, dağın tepesinden eteklere doğru küçük bir şelale akar. Bu şelale gelin tülüne benzediği için Gelin Tülü Şelalesi olarak bilinir. Yaylayı çevreleyerek doğal bir koruma kalkanı oluşturan ormanlara Bal Ormanları denir. Bu ormanlarda yetişen Kafkas Gülleri ise hem kokusuyla hem de tadıyla insanı kendisine hayran bırakır. Doğanın insana son derece cömert davrandığının bir kanıtı olan Ayder Yaylası’nda stresten uzaklaşacağınızın ve ömrünüzün uzayacağının garantisini veriyoruz. Karadeniz’de görülmesi gereken yaylaları Karadeniz’in En Güzel Yaylaları adlı yazımızda bulabilirsiniz. Ayder Yaylası’nı haritada incelemek için tıklayınız. 31 Yedigöller Milli Parkı, Bolu 1965 senesinde Milli Park statüsü kazanmış olan Yedigöller, büyük kayaların vadilerin önünü kapatmasıyla meydana gelmiş 7 gölden oluşuyor. Bizans dönemine ait kalıntıların bulunduğu alanda jeolojik oluşumlar da tespit edilmiş. Yedigöller Milli Parkı’nın bir diğer güzelliği de 236 farklı bitki türüne ev sahipliği yapması. Biyoçeşitliliğin fazla olduğu bölgede meşe, gürgen, köknar, kara çam, akçaağaç, kızılağaç ve ıhlamur fazlaca bulunuyor. Geniş bir yeşillik alana sahip olması, yaban hayvanları açısından da yaşanabilecek ortam sağlıyor. Yedigöller, dağ kedisi, kurt, tilki, yaban domuzu gibi hayvanların yanı sıra 100’ü aşkın kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Cennetin yeryüzü simülasyonu olan Yedigöller Milli Parkı’nda, 1380 metre yükseklikte konumlanan Kapankaya Tepesi’ne çıkarak bulunduğunuz bölgenin ne kadar güzel bir manzaraya sahip olduğunu gözlerinizle görerek anlayabilirsiniz. Ayrıca bu güzergah üzerinde anıt ağacı ve pisagor ağacına rastlayabilirsiniz. Milli parkın içerisinde bulunan gülen kayalar ve şelaleler de bir puzzle’ın eksik parçalarını tamamlıyor. Yedigöller Milli Parkı’nı haritada incelemek için tıklayınız. 32 Ağrı Dağı, Ağrı 5137 metreyle Türkiye’nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı, Nuh’un gemisi efsanesinde de yer alıyor. Efsaneye göre Nuh’un gemisi Ağrı Dağı’nda karaya oturmuş. Bu efsaneye inanan birçok insan da gemiyi aramaya koyulmuş. Günümüzde de dağ tırmanışı yapanların birçoğu bu efsaneyi kendilerine rehber alarak yola çıkıyorlar. 4 mevsim tepelerinde kar bulunan dağın eteklerinde ise Ağrı Dağı Milli Parkı yer alıyor. Yeşilin ve mavinin buluştuğu alanda kartpostaldan fırlamış bir manzaraya sahip. Ağrı Dağı Milli Parkı pek çok su altı canlısına da ev sahipliği yapıyor. Ülkemizin doğal güzelliklerle bezeli coğrafyasında çatı görevi üstlenen Ağrı Dağı’nı ziyaret edebilir. Farklılıkların bir aradaki uyumuna tanıklık edebilirsiniz. Ağrı Dağı’nı haritada görüntülemek için tıklayınız. 33 Van Gölü, Van Türkiye’nin en büyük, dünyanın da en büyük sodalı gölü olma unvanını taşıyan Van Gölü, oldukça geniş bir alana yayılmış. Tektonik hareketler sonucunda oluşmuş gölün üzerinde 4 ada bulunuyor. Van Gölü’nün ziyaretçiler açısından en cezbedici yanı ise su altı peribacaları olarak da bilinen dünyanın en büyük mikrobiyalitleri ile pek çok tarihi eseri içerisinde barındırması. Dalışla uğraşanlar için keşfedilmeyeyi keşfetmek adına muhteşem bir organizasyon sunan Van Gölü’nde mikrobiyalitlerin yanı sıra Van Gölü mercanları, ince kefali, Rus batığı ve Urartu Kalesi yer alıyor. Göl, yüzmek isteyenler için de oldukça ideal. Gölün kıyısında yer alan 32 adet plajdan 14 tanesi mükemmel kategorisinde bulunuyor. Bu plajların yerleşim yerine uzak olmaları da çevrenin temiz kalmasına yardımcı oluyor. Büyük dalgalar yerine küçük akıntılar bulunan göl, cilt hastalıklarına iyi geliyor, Ayrıca suyun sodalı olması da yosun oluşumunu engelliyor. Zaten sığ sulara sahip olan göl yosunsuz olduğu için de iyi bir yüzme ortamı yaratıyor. Kano, yelkencilik, su kayağı gibi aktivitelerin de yapıldığı Van Gölü, ülkemizin doğal güzellikleri arasında yer alıyor. Huzuru yakalamak isteyenler için de doğru adres. Van Gölü’nü haritada görüntülemek için tıklayınız. 34 Muradiye Şelalesi, Van Van’ın Muradiye ilçesinde, Bend-i Mahi üzerinde konumlanan Muradiye Şelalesi adını, Osmanlı Sultanı IV. Murat’tan almış. 50 metre yükseklikten sökülen şelale, dört mevsim kartpostallık manzaraya sahip oluyor. Bend-i Mahi çayının yüksek debisi de Muradiye Şelalesi’nin heybetli bir görünüm kazanmasına yardımcı oluyor. Yalnızca şelale olarak bakıldığında dahi insanı büyülese de Muradiye Şelalesi’nin çevresi de görülmeye değer. İlkbaharda filizlenen çiçekler insanı yeniden doğuşu hatırlatırken, sonbaharda dökülen yapraklar ve kahverengiye çalan bitki örtüsü insanı tatlı bir hüzün dalgasına savurur. Kışın da şelalenin suyu donar ve buzdan kristaller enfes bir görüntü yaratır. Muradiye Şelalesi’ni dinlemek dahi insana huzur verirken, gördüklerinizle birleştiğinde nasıl bir duyguya sahip olacağınızı siz düşünün. Muradiye Şelalesi’ni haritada görüntülemek için tıklayınız. 35 Tortum Şelalesi, Erzurum Dünyanın en büyük şelalelerinden bir tanesi olan Tortum Şelalesi, 48 metre yükseklikten akıyor. Şelalenin hemen önünde bir izleme balkonu ziyaretçilere unutulmaz manzara için ortam hazırlıyor. Ayrıca bu balkonun kalp hastalığı ve nefes darlığı sorunlarına iyi geldiğine inanılıyor. Tortum Şelalesi, 1700’lerde Kemerlidağ’dan kopan büyük bir kütlenin Tortum Çayı’nın aktığı Tev Vadisi’ni tıkamasıyla oluşmuş. Günümüzde su sporlarının da yapıldığı şelale, her mevsim farklı bir görüntüye sahip oluyor. Doğaseverleri kendine hayran bırakan şelaleye 1951 – 1960 yılları arasında hidroelektrik santrali yapılmış. Çevresindeki bitki örtüsüyle şelale, görenleri kendisine hayran bırakıyor. Tortum Şelalesi’ni haritada görüntülemek için tıklayınız.

doğa güzellikleri ile ilgili ayetler