dünya etrafı nehirle çevrili düz bir tepsi biçimindedir
Zeus. İlk Yunan Düşünürler: Dünyanın etrafını bir nehrin çevrelediği düz tepsi biçiminde bir kara parçası olduğunu düşünüyoruz.Eski Yunan'da insanların dünyanın şekli ile görüşlerine eski yunan destanlarında rastlıyoruz. Homeros'un İlyada ve Odysseia destanlarında dünya okyanusun ortasında yüzen bir diske
B Düşünce, Ailesinin gözünde hâlâ bir Bir devletin egemenliği altında bulu- görüş çocuk olmak canını sıkı- nan toprakların tümü, diyar, memleket yordu. Yeryüzünün herhangi bir yerinde hava C) Dikkat, ilgi Sınava on beş dakika geç olaylarına bağlı olarak gerçekleşen et- gelince bütün gözler ona kilerin uzun
Oğuz Kağan Keleş. A. Açık Havza: Sularını denize ulaştırabilen havzalara açık havza denir. Açısal Hız: Dairesel hareket yapan Dünya üzerindeki bir noktanın birim zamanda oluşturduğu dönüş açısıdır. Dünya, ekseni çevresindeki hareketi sırasında 4 dakikada 1 derecelik, 1 saatte 15 derecelik, 24 saatte 360 derecelik
özdemir39. SULTANDAĞI TARIHI ve FOLKLÖRLERİ SERİSİ. SULTANDAĞI İLÇESİ. (İSHAKLI) 1-İlçenin Tarihi Durumu: a) Adının geldiği yer: Sultandağı ilçesi jeolojik bakırçağ devrinde kurulmuş, Selçuklular devrine kadar Bizanslıların elınde bulunmuş, Bizansın doğuya, Türklerinde batıya yaptığı akınlarda yol uğrağı
ÇOCUKED. DÜZ. 18 10. Academia.edu uses cookies to personalize content, tailor ads and improve the user experience.
Mon Mari Est Accro Aux Sites De Rencontre. Dünya üzerindeki geniş bir alanın iki boyutlu bir haritası, temsil ettiği şeyi geometrik olarak çarpıtır; ancak, bir küre olan bir dünya, bu alanları birbiriyle orantılı bir şekilde gösterebilir. Bu avantaj geniş alanlarla çalışırken daha önemlidir. İki boyutlu bir harita, bir şehri, devleti ve hatta çoğu ülkeyi temsil etmek için iyidir. Bununla birlikte, önerinin global ölçekte doğru bir şekilde gösterilmesi için, standart bir Mercator projeksiyonunda olduğu gibi, kesik sinüzoidal haritada olduğu gibi iki boyutlu haritaların da kesilmesi veya bozulması gerekir. Bir kürenin yuvarlak şekli, öğrencilere ve başkalarına boyut ve mesafenin gerçekçi bir izlenimini verir. Küre her durum için mükemmel değildir. Örneğin, ortak Mercator projeksiyon haritası, düz çizgiler deniz navigasyonunu kolaylaştırdığı için geliştirilmiştir. Bir küreyi katlayıp cebine koymak da imkansız.
ÖZET“Dünya tepsi gibi düzdür” sözü özünde doğrudur ve kaynağı ilahi kitaplardır. Fakat ya zaman içinde unutulmasından dolayı ya da din bilginlerinin dikkatsizliğinden dolayı, bilimle dini karşı karşıya getiren bir argüman olarak tarihe geçmiştir. Doğrusu şudur dünya ilk yaratılışını takiben içi dışarı boşaltılarak yer yüzü dümdüz hale getirildi. Bu işlem, demir zengini mağmanın dışarı atılarak, yer kabuğunun verimli topraklara ve yağmura kavuşmasına yol açtı. İlahi kitaplar bu ilk oluşu anlatmasına rağmen, insanlar sanki hali hazırda da aynen böyle imiş gibi algılamışlar ve dünyanın tepsi gibi dümdüz olduğu fikrini yaymışlardır. Bilim ilerleyip dünyanın yuvarlak olduğu tezi güçlenince, dinler yoğun eleştiri bombardımanına tutulmuştur. Kuran’a göre, ilk başlangıçta dünya düzdü, sonra tabir caizse balon gibi şişti. Kıyametle tekrar eski haline dönecek ve yeniden dümdüz bir dünyadan farklı bir hayat başlayacak. İslam’ı ve diğer dinleri aşağılamak isteyenlerin kullandığı argümanlardan biri de “dünya tepsi gibi düzdür” argümanıdır. Bu aslında hem alay edenlerin cehaletini hem de dindarların gafletini ortaya koyan tipik bir örnektir. Bir yanda anakronik özürlü din alimleri, öbür yanda mağrur cahil pozitivistler, insanları yanlış yola sevketmiştir. Kimi dinden kimi bilimden habersiz. Peki dünya tepsi gibi düzmüdür? Kuran ve önceki dinler dünyanın ilk başlangıçta dümdüz olduğunu haber verir. Kuran, bizim “basit” olarak kullandığımız kelimenin kökü olan “b-s-t” kelimesini kullanır. “Etrafa yayma-genişletmek-uzatmak” manasına gelir ki genişleyen evren teorisi ile uyumludur. Halı veya kilime Arapça’da bu kökten “bisaat” denir ki kök mana paralelindedir Dağ-dere-tepe-vadi-çukur vs. gibi uçlar-fazlalık ve eksiklikler yoktu. Tıpkı sıfır hafıza ve yepyeni hücrelerle doğan çocuk gibi. Sıfır rakımlı bir dünyadan bahsediyoruz. Yükseltiler, vadiler, çukurlar sonradan meydana gelmiştir. Bilim adamları aynen Kuran’ın tarifi gibi dağların çok sonradan meydana geldiğini bize anlatır. Top halindeki hamurun yufka haline getirilmesi gibi Kuran’ın anlatımını açılmış hamura benzetebiliriz. Bu çok manidar bir benzetmedir ve maddenin yapısını çok güzel tarif eder. Açılan ve yufka haline gelen hamur, daha sonra kendine çeker ve küçülür. Eğer su buharlaşması olmasaydı yufka halindeki hamur daha sonra eski haline dönerek top hamur halini alacaktı. Genişleyen ve büzülen dünya Bilim adamları bundan haberdar mı bilmiyoruz dünyamız ilk yaratılışında bir yufka gibi dümdüz hale getirildi, daha sonra uzanan lastiğin büzülüp eski haline gelmesi küçülmüş ve tekrar top halini almıştır. Denizlerdeki gelgit hareketi gibi. Hiç bir şey sürekli büyüyüp gelişemez. Mutlaka bir büyüme sınırı vardır ondan sonra geri çekilme ve küçülme vardır. 40 yaşında dimdik duran birinin 90 yaşında iki büklüm olması ve fiziken küçülmesi gibi. Bilim adamları maddenin sürekli genişlediğini söyler. Fakat bizim harf analizimizden çıkan sonuç mikro planda, madde hem genişliyor hem de küçülüyor. Belki de biz Kainatın hızla büzüldüğü-küçüldüğü dönemi yaşıyoruz. Kenarlarından eksilen dünya Kuran, dünyamızın etrafından küçüldüğünü haber verir. أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا نَأْتِي الْأَرْضَ نَنْقُصُهَا مِنْ أَطْرَافِهَا [ra’d41] “Onlar yeryüzünü etrafından eksilttiğimizi görmediler mi” Şişko dünya Kuran ifadesiyle kenarları eksilen dünya bir şekilde merkezdeki çekim gücünün etkisi ile dışardan gelen fazlalıkları ortasında biriktirecektir. Uzaydan tonlarca toz yeryüzüne gelmekte ve merkezde toplanmaktadır Çekim dediğimiz gelgit hareketleri ile parçalanan yer kabuğundan dışarı çıkan dağlar onun kabuğunda bir kümelenme-yığılma meydana getirir. Kutuplarda meydana gelen erime sonucu ortaya çıkan dev su kütleleri yine çekim merkezine doğru akıp orda bir fazlalık ağırlık oluşturur. Bilim adamları her geçen yıl dünyanın şişmanladığını-ağırlaştığını söylemektedir. İlk yaratılışta kilosu dengeli olan birinin çok yeme sonucu şişmanlaması gibi, başlangıçta her tarafa eşit olarak dağıtılan yer kütlesinin, zaman geçtikçe merkeze yakın yerlerde, çekim sonucu, toplandığını anlıyoruz. Kuran’ın 1400 sene önce haber verdiği bu gerçeği, bilim adamları 40 sene önce farkedebildi. Dinlerle alay edenlerin bundan bile haberdar olduğunu sanmıyoruz. Dindarım diyenlerin zaten böyle şeylerle uğraşacak vakitleri yok, onların daha ulvi işleri var! link Kuran’a göre dünya Kuran, başlangıçta dünyamızın düz ve hiç bir fazlalığının olmadığını Zamanla ağırlık kazandığını ve kalınlaştığını Nihayet bir küre halini aldığını Hantallaşıp, nihai büyüme sınırına ulaşınca adeta patladığını kıyamet Kıyamet sonrası fazlalığı atılan etrafa saçılan yer yüzünün dümdüz olarak tekrar yeni bir hayata beşiklik yaptığını anlatır. Bunu biz hamur örneği ile anlatmaya çalıştık Bir insanın hayatı ile dünya hayatı nisbeten benzer değil mi? İlk doğan çocuk normal olarak doğar, daha sonra kilo alır ve ağırlaşır, sonra yaşlılıkta vermeye başlar ve ölümle aldıklarını tamamen geri verir. Her şey sıfır noktasından başlar Yeryüzünün yufka gibi dümdüz olması, öz varlığı dışında bir fazlalığı bulunmaması onun başlangıç adına düz yapıldığı anlamını vermez mi? Kurana göre ahiret dediğimiz alem bu dünyada gerçekleşecektir. Yeryüzü dümdüz hale getirildikten sonra mahşer hayatı başlayacaktır. Hem dünya hem ahiret hayatının düz-sıfır fazlalık ile başlamasının bir anlamı olsa gerek. Her doğan çocugun sıfır fazlalıkla bilgi-kilo-akıl-şuur hayata başlaması bir anlam ifade etse gerek. İşin doğrusu nedir? Kuran ayetlerini okuyup “Allah dünyayı dümdüz yarattı” diye yorum yapanların zamanlama sorunu var. İlk yaratılışta olan ve daha sonra tamamen değişen bir olguyu siz sanki şimdi de hala böyleymiş gibi takdim ederseniz, İslamı meal ve tefsir okuyarak anlamak isteyenlerı mahçup edersiniz, tenkit için okuyanların eline koz verirsiniz. Kuran ilk yaratılıştaki durumu anlatır, nazil olduğu zamandaki dünyadan bahsetmez ki. İlk yaratılışta ise dünya bomboş ve dümdüz idi. Ne bir ağaç, ne bir böcek, ne bir çiçek, ne bir hayvan. Sonradan dünya dolmaya ve ağırlaşmaya başladı. Neden dümdüz yapıldı? Kuran, kıyamet esnasında yerin düzleştirildiğini, içinde ne varsa dışarı atıldığını ve tamamen yerin içinin boşaltıldığını anlatır inşikak3-4. Şimdi bunu ilk başlangıca teşmil edelim yer kürenin başlangıçta dev bir meteor olduğu tezini kabul etsek te etmesekte ittifak edilen bir konu var yer küre ateş halinde ve çekirdeği ağırlıklı olarakşimdi %80 demirden oluşuyor. Kaynar kazan gibi içi dolu olan mağma boşaltılınca yer yüzünde ne kadar vadi-dere gibi çukurlar varsa bu lavlarla dolar, dağ gibi fazlalık varsa onlarda yerin içinde oluşan boşluğa dolar, yani bir alt-üst oluş meydana gelir. Mağmada mevcut demir gibi değerli madenler yeryüzünü toprak tabakası olarak kapladığı için artık yer bitki ve ağaç bitirmeye elverişli hale gelir. Yine yerinmeteor içindeki sular sıcakla buharlaşıp semaya yükseleceği için ordan da demir içerikli yağmur yağar. Dinazorlar gibi dev hayvanlar, koca bitki örtüsü, 33 metre boy ve 1000 sene ömürlü ilk insan gibi bilgilerimizi hesaba katarsak, o ilk dönemdeki mağmadan atılan demir yoğunluğunu ve buna paralel çok verimli toprakları ve güçlü canlıları anlayabiliriz. Eğer Kuran’ın yayma-genişletme-düzeltme dediği o büyük olay olmasa canlı hayatın başlaması belki de sözkonusu olmayacaktı. Başka bir ayet yukarda anlatılanları destekler mahiyetindedir الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ مَهْدًا وَسَلَكَ لَكُمْ فِيهَا سُبُلًا وَأَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِنْ نَبَاتٍ شَتَّى [taha53] “O yeryüzünü yatak dümdüz gibi yapan ve orayı size yaşanılır hale getiren, gökten yağmur indirendir. O suyla çeşitli bitkilerin zevçlerini erkek-dişi çıkardık” Ayetteki sıralamaya bakalım Döşek gibi yer yataklar engebeli olmaz herhalde Yerde bizim için elverişli ortam hazırlanmış Sonra gökten inen sudan bahsediliyor Sonra suyun etkisi ile oluşan dişili erkekli çeşit çeşit bitki örtüsü İngilizce de “demo”, Arapçada “adem” denilen kelimelerin “demirli-demirden-demirimsi” manaya geldiğini; Yine Arapça “dem” kan anlamına geldiğini ve kanın demirli sıvı olduğunu; su buharlarının demir zerreleri ile su damlasına dönüştüğünü ve “damla” kelimesinde “dam=dem” hecesinin olduğunu; mağmanın %80 demir olduğunu; sürekli uzaydan bize demir tozlarının geldiğini bilgi olarak size sunalım yorumu siz yapın. Her hakkı mahfuzdur. Alıntılarda referans gereklidir
Makroskopik sistemler klasik fizik kuralları, mikroskopik sistemler ise kuantum mekaniğinin ilkeleri ile değerlendirilmelidir. Yani aynı deneyi elektrondan çok çok daha büyük parçacıklar olan bilyeler ile yaparsak ekranda göreceğimiz girişim deseni değil iki adet çarma sütunudur. Bir mikroskopik sistemin konum ve momentum gibi durumlarını içeren bir dalga fonksiyonu vardır. Mikroskopik bir sistem olan elektrona da bir dalga fonksiyonu eşlik etmektedir hatta kendisi bir potansiyeller dalgasıdır. Dalga fonksiyonunun normalizasyonu sistemin belli bir noktada değil, bölgede olduğunu söyler. Yani elektron parçacık olarak tabancadan çıkıyor ancak aynı zamanda bir potansiyeller dalgası olduğu için yarıklara ulaştığında her ikisinden de aynı anda geçerek kendisi ile girişiyor ve ekranda girişim deseni oluşturuyor. Gözlemler dalga fonksiyonunu çökertir. Bir niceliği gözlemek üzerine ışık tutmak anlamına gelir ve elektron, foton ile etkileşebilecek kadar küçüktür. Bu etkileşim sonucu dalga fonksiyonu özelliğini kaybeder ve sadece parçacık özelliği gösterir. Sadece tek bir deneyden dahi, böylesine büyüleyici sonuçların elde edilebilmesi, madde nedir sorusunun cevabının “hem dalga-hem parçacık” olduğunu göstermektedir. Görebildiğimiz makro evren yani biz ve çevremiz, matematiksel ve fiziksel olarak daha genel bir küme olan mikro evrenin özel bir durumuyuz. Sadece maddesel dalga boyumuz çok küçük olduğu için tamamen ihmal edilebilir bir dalga özelliğimizin yanında, tamamen parçacık özelliği gösteriyoruz. Emir Haliki Kaynaklar 1 O Donati G F Missiroli G Pozzi May 1973 An Experiment on Electron Interference American Journal of Physics 41 639–644 2 Feynman, Richard P.; RobertB. Leighton; Matthew Sands 1965.The Feynman Lectures on Physics, Vol. 3. US Addison-Wesley. Pp. 3 Erwin Schrödinger, in an article in the Proceedings of the American Philosophical Society, 124, 323–38 4 Nairz, Olaf; Brezger, Björn; Arndt, Markus; Zeilinger, Anton 2001. "Diffraction of Complex Molecules by Structures Made of Light". Physical Review Letters 8716 160401
Eski çağlarda dünyanın düz olduğuna inanılıyordu. Galileo Galilei ve Pisagor, Dünya'nın geoit şeklinde olduğunu ilk savunanlar arasında yer almaktadır. Dünya'nın yuvarlak olduğunu kanıtlayan ilk kişi ise Portekizli kaptan Ferdinand Macellan'dır. 3. sınıflar için Dünya'nın şekli Dünya'nın şekli nasıldır? konusunu astronominin gelişmesi ile birlikte dünyanın geoit şeklinde olduğunu kanıtlayan birçok yeni kanıt elde edilmiştir. Güneş sistemi içerisinde yer alan gezegenimizin küre şeklinde olması, birçok doğa olayının gerçekleşmesine etki eder. Dünya'nın Şekli 1- Dünya'nın Şekli Nasıldır? Dünya'nın şeklini tanımlamak için küre, yuvarlak, geoit, küresel gibi birçok kelime kullanılır. Bilim adamlarının birçoğu dünyanın biçimini tanımlarken ''geoit'' kelimesini kullanır. Dünya'nın alt ve üst kısımları hem merkezkaç kuvveti hem de kütle-çekiminin etkisiyle basıktır. Orta kısmı ise kutup bölgelerine göre daha şişkindir. Geometrik bir şekil olan Geoit'in bilimsel adı ''Jeoit'tir.'' 2- Dünya'nın Küre Biçiminde Olduğunu Gösteren Kanıtlar Fotoğraflar Teknolojinin bilimsel araştırmalarda kullanılması ile birlikte dünyanın küre biçiminde olduğunu gösteren birçok yeni kanıt bulundu. En büyük görsel kanıtlardan biri uydu fotoğraflarıdır. Uzaya gönderilen hava araçlarının düzenli aralıklarla çektiği fotoğraflar, dünyada bulunan araştırma merkezlerine gönderilmektedir. 2015 yılından sonra elde edilen 3D görüntüler de internette paylaşılmaya başladı. Dünya'nın Gölgesi Teknolojik gelişmeler sadece Dünya'nın değil Ay'ın da fotoğraflarının çekilmesini sağladı. Gezegenimizin Ay'ın üstüne vuran gölgesi de küre biçimindedir. Bu da Dünya'nın yuvarlak olduğunu kanıtlayan görsel kanıtlardan biridir. Takım Yıldızları Takım yıldızlarının bazı belli başlı yerlerde görünüp bazı bölgelerde görünmemesi de dünyanın geoit biçiminde olduğunu kanıtlar. Eğer Dünya düz olsaydı takım yıldızlarının aynı anda ve her yerde görünmesi gerekirdi. Çubuk Deneyi Milattan Önce Erastosthenes tarafından gerçekleştirilen çubuk deneyi, dünyanın biçiminin yuvarlak olduğunu kanıtlayan ilk deneylerden biridir. Coğrafya biliminin öncüleri arasında yer alan Erastosthenes farklı bölgelere çubuklar dikmiş ve gölge hareketlerini izlemiştir. Aynı zaman diliminde çubukların etrafındaki gölgelerin uzunluklarının farklı olduğunu tespit etmiştir. Günümüzde bu deney daha kapsamlı bir şekilde tekrar yapılmıştır. Ek olarak saman yolunda yer alan diğer gezegenlerin de fotoğrafları çekildi. Bu fotoğraflar sadece dünyanın değil diğer gezegenlerin de küre biçiminde olduğunu kanıtlamıştır. 3- Dünya'nın Geoit Olmasının Nedenleri Farklı yoğunluklara sahip birçok gaz tabakası dünyanın oluşum sürecine doğrudan etki etmiştir. Hem gazların etkisi hem de dünyanın dönüşü kutup bölgelerinin orta kısımlara oranla çukurlaşmasına neden olmuştur. Dünyanın geoit biçiminde olmasının bir diğer nedeni ise yer çekimi kuvvetidir. 4- Dünyanın Geoit Olmasının Sonuçları Dünyanın geoit olması, yeryüzü şekillerinin oluşumuna ve gezegenimizde görülen iklim çeşitlerine doğrudan etki eder. Örneğin ekvatordan kutuplara gidildikçe sıcaklık kademeli olarak düşer. Sıcaklığın kutuplarda düşmesi, bu bölgelerde canlı çeşitliğinin az olmasına neden olmuştur. Bu zamana kadar kutuplarda ölçülen en soğuk derece Gece - gündüz oluşumu dünyanın geoit şeklinde olmasının bir diğer sonucudur. Kuzey Yarım Kürede gece iken Güney Yarım Kürede gündüz yaşanır. 23 Eylül ve 21 Mart'ta ise gece gündüz eşitliği yaşanır. Buna ''Sonbahar Ekinoksu'' ve ''İlkbahar Ekinoksu'' adı verilir. Dünyanın küre biçiminde olması, aynı zaman diliminde farklı bölgelerde farklı mevsimlerin yaşanmasına neden olur. Bir yarım kürede kış mevsimi, diğer yarım kürede yaz mevsimi yaşanır. Ekvatorun çevresi kilometre iken, kutupların çevresi kilometredir. Bununla birlikte ekvatorun yarıçapı 6378 km., kutupların yarı çapı 6357 km. olarak hesaplanmıştır. İki bölgenin yarı çaplarının ve çevresinin arasındaki fark, Dünya'nın geoit olmasının bir sonucudur.
Prof. Dr. Levent Kurnaz, gezegenlerin kendi etraflarındaki dönüş hızının gezegenin iklimini dolayısıyla yaşamı nasıl etkilediğini Merkür, Dünya ve Jüpiter örnekleri üzerinden açıklıyor. Bilim Genç sesli yayınının yeni bölümünde Prof. Dr. Levent Kurnaz, gezegenlerin kendi etraflarındaki dönüş hızının gezegenin iklimini dolayısıyla yaşamı nasıl etkilediğini Merkür, Dünya ve Jüpiter örnekleri üzerinden açıklıyor. Bu sesli yayını Bilim Genç web sitesinde yayınlanan yazı, haber, video, fotoğraf, çizim ve animasyonların her türlü hakkı TÜBİTAK’a aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi olsa alıntı yapılamaz, kopyalanamaz ve başka yerde yayınlanamaz. Dünya ve Yaşam Benzer İçerikler Popüler İçerikler
dünya etrafı nehirle çevrili düz bir tepsi biçimindedir