dilde diş izleri nasıl geçer

Nasıl geçer? Dil yarasına iyi gelen bitkisel çözümler ve evde yapılacaklar konu başlıklarını derledik. Dil yarası, iltihap, enfeksiyon veya dil ısırması gibi sebeplere bağlı Ağızda İyleşmeyen Yaralar Ağız Kanseri Belirtileri Olabilir! Diş Hekimi Zafer Kazak, ağız kanseri nin dilde, dişte, diş etinde, kemikte, orofarenk denilen boğazın ve dilin gerisinde yer alabildiği gibi dudakta da yer alabilen bir hastalık olduğunu ifade etti. Ağız kanserlerinin çoğunluğu 45 yaşın üzerinde ortaya çıkar Aft yarası nasıl geçer? Aftlar yani ağız yaraları toplumda yaygın olarak görülen bir sorundur. Aft; ağız içerisinde, dilde, diş etinde, yanaklarda ya da damaklarda meydana gelebilir. Aftlar, kişinin yemek yemesine ya da konuşmasına engel olacak derecede rahatsızlık verebilir. 10. Ada Çayı. Ada çayı ağız yaraları için kesin ve bitkisel bir çözümdür. Bir bardak suya bir tutam ada çayı eklenir ve biraz kaynatılır. Demlenen ada çayı ile gargara yapılır. Bu karışımı günde iki kez yapılmalıdır. Ada çayı iltihabı önler, ağız içinde oluşan bakterileri yok eder, yaraların iyileşmesine Mon Mari Est Accro Aux Sites De Rencontre. Ülkemizde ve dünyada sık görülebilen hastalıklardan biri olan diş sıkma hastalığı tıp literatüründe bruksizm şeklinde adlandırılmaktadır ve kişilerin yaşamlarını son derece olumsuz şekilde etki edebilmektedir. Diş sıkma hastalığının bruksizm en önemli nedenleri arasında birçok hastalığın da sebebi olan stres en büyük faktörlerden biri olarak görülüyor. Stresin özellikle dişlere de zarar verdiği diş doktorları tarafından da doğrulanmış durumda. Bruksizm Diş sıkma hastalığı, stres dışında başka birçok sebep nedeni ile meydana gelebilmektedir. Özellikle sabah uyanıştan sonra hissedilen yorgunluk ve halsizlik, çene kaslarında meydana gelen ağrılar, dişlerin aşınması ya da kırılması gibi durumlar diş sıkma hastalığı Bruksizm habercisi olabilir. Çoğunlukla uykuda iken meydana gelen güçlü çene hareketleri şeklinde ortaya çıkan, çiğneme ve yutma işlemi dışında gelişen diş temasları olarak bilinen bu hastalığın mağdurları çoğu kez hastalıklarından haberdar değillerdir. Diş sıkma hastalığı Bruksizm olanlar genelde şu sorunları yaşıyorlar Dişlerde sızlama ve aşınma, Dişlerde kırık, çatlak ve hatta yer değiştirmeler, Yanakların iç yüzlerinde beyaz çizgi izleri oluşmasu ve dil etrafında diş izleri görülmesi, Yüz, boyun ve baş kaslarında ağrı oluşumu, Halsizlik ve yorgunluk hissi, Çene ekleminde ses şikayetleri, Diş gıcırdatma artması, Alt yüz yükseliğinin düşmesi ve çene ucu ile burun ucunun birbirine yaklaşması. Diş Sıkma Hastalığının Tedavi Yöntemleri Bruksizm diş sıkma hastalığı öncelikle geceleri meydana gelirken zamanda bu vakalar ilerleyerek gündüz de meydana gelebiliyor. Bu sebeple diş sıkma tedavilerinin geciktirilmemesi gerekiyor. Uyku esnasında dişlerin birbiri ile temas etmemesi için kullanılan gece plakları, alt ve üst çene dişlerinin arasına yerleştirilebiliyor. Diş gıcırdatması ve diş sıkma hastalığının en etkili silahlarından biri olarak kullanılan gece plakları, alt ve üst dişlerden alınan ölçülerle birlikte kişiye özel olarak üretilebiliyor. Ancak yine de hastanın gösterdiği tepkiye göre gece plaklarının yanında ek tedavi uygulaması da gerekebiliyor. Stres terapisi, kas gevşetici ilaç uygulaması, eksik olan dişlerin koyulabilmesi için protez uygulaması, yanlış tedavi edilen diş dolgu ve kaplamalarının yenilenmesi gibi tedavi yöntemleri, diş sıkma hastalığında etkili tedaviler arasında bulunmaktadır. Bazı vakalarda ise gece plaklarının yanı sıra botoks uygulamasının da diş sıkma hastalığına iyi geldiği bilgileri mevcut. Diş ve diş etlerinizle ilgili tüm sorun ve tedaviler hakkında bilgi almak için adresini ziyaret edebilirsiniz. Yara izi travma veya ameliyat gibi herhangi bir nedenle deri bütünlüğü bozulduğunda oluşur. Oluşan yara dikişler yardımı ile kapatılabildiği gibi pansumanlarla kendiliğinden kapanır veya farklı teknikler ile yara bölgesine doku aktarılarak kapatılabilir. Hangi nedenle olursa olsun hangi yöntemle yara kapatılırsa kapatılsın onarım bölgesinde bir tamir süreci başlar. Yara izinin son halini alması 1-2 yıl sürer. Zamanla yara izi ten rengine döner. Başlangıçta hissedilen sertlik yumuşar ve daha düzenli hale gelir, ancak iyi veya kötü mutlaka bir iz kalır. Bir yara izi oluştuğunda izin zamanla değişeceği bilinmeli ve sabırlı olunmalıdır. Bekleme döneminde bir plastik cerrahın kontrolünde olunmasında yarar vardır. Yara izlerinin düzeltilmesi estetik cerrahide önemli bir konudur, daha estetik bir görünüm kazandırmak için çok farklı yöntemler kullanılır. Aşağıda açıklanmaya çalışıldığı üzere bir yara izinin oluşması ve tedavi edilmesinde plastik cerrah yanında birçok faktör rol oynar. Yara İzinin Sebepleri Nelerdir?Yara İzi Nasıl Geçer?Yara İzi Tedavisi Nasıl Yapılır?Yara İzi Tedavi YöntemleriYara İzlerinin Neden Olduğu SorunlarYara İzi İyileşmesini Etkileyen FaktörlerYaralanma MekanizmasıYaranın NiteliğiYaranın YerleşimiYaranın YönüYara Onarım TekniğiDikiş MateryalleriDikişlerin Alınma ZamanıEnfeksiyon RiskleriHastanın YaşıHastanın Sağlık DurumuSigara KullanımıÇevresel FaktörlerYara İzi Kalmaması İçin Ne Yapmalı?Yara İzi Zamanla Yok Olur Mu?Kötü Yara İyileşmesi Hipertroktif SkarKaynakça Yara İzinin Sebepleri Nelerdir? Kaza ve yaralanma Ameliyat sebebiyle oluşan izler Yanık Enfeksiyon Isırık izleri Sivilce ve akne sonrası oluşan izler Su çiçeği ve benzeri hastalıklardan sonra oluşan döküntü izleri Yara İzi Nasıl Geçer? Yara izinin nasıl geçtiği konusunda farklı yaklaşımlar var. Yara izi kendi kendine geçebilir ya da yara izinin durumuna göre tedavi yöntemleri farklılaşabilir. Örneğin meme estetiği veya jinekomasti gibi ameliyatlarda yara izi daha çabuk iyileşmektedir. Yüzdeki yara izi hipertroktif yara gibi olmasa da görülebilir olduğu için estetik bir sorun haline gelebilir. Yüzdeki yara izi tedavisi uygulamaları eldeki yara izi ya da diğer bölge yara izleri ile benzer yapıya sahiptir. Bu noktada ameliyat dışındaki tedavi yöntemleri, yaranın daha az görünür olmasına yardımcı olur. Eldeki ve yüzdeki yara izlerini tamamen geçiren bir tedavi biçimi olmasa da uygulanan yöntemler, bu yaraların daha kabul edilebilir bir forma dönüşmesini sağlar. başından bugüne kadar yapılan kozmetik cerrahi işlemler ikiye katlanmıştır. Bu işlemlerin %92’si kadınlara yaranın durumu ve hastanın iyileşme hızı da bu süreci etkileyen faktörlerdendir. Yara ve ameliyat izi tedavisi hakkında detaylı bilgi için ise uzman bir doktora danışılması gerekir. Kaynak Wikipedia Yara İzi Tedavisi Nasıl Yapılır? Yara izi tedavisi ise yaranın türüne yanık izi, dikiş izi vb. göre değişiklik gösterir. Ameliyat ve skar tedavisi yöntemleri arasında ise zımparalama, balon yöntemi ya da lazer ile yara izi tedavisi gibi farklı yöntemler ön plana çıkıyor. Yara izin tedavisi yöntemlerine yönelik detayları aşağıda bulabilirsiniz. Yara İzi Tedavi Yöntemleri Hiçbir şey yapmama Bir yara izinin tamamen yok edilmesi ve yaralanmamış gibi bir görünüm kazandırmak henüz mümkün değildir. Bazen yara izini kapatmak isterken daha kötü hale getirmek de mümkündür. Bu nedenle her önerileni yapmamak, deneyimli plastik cerrahların önerilerine kulak vermek önemlidir. Yara izinin tamamen çıkartılıp tekrar dikilmesi Yara izi sağlam kenarlardan tamamen çıkartılır ve daha uygun cerrahi teknik ve dikiş malzemesi kullanarak yeniden dikilir. Yara izinin çıkartılıp zig-zag şeklinde dikilmesi Yaranın yönünü değiştirmek ve daha az dikkat çekecek hale getirmek için sık kullanılan bir yöntemdir. Balon yöntemi ile doku genişletme Yaranın komşuluğundaki sağlam deri altına ameliyatla bir doku genişletici balon yerleştirilir. Doku genişleticinin içi başlangıçta boştur. Haftalar içinde balon içine tuzlu su enjekte edilerek şişirilir. Şişen balonla birlikte üzerindeki deri de genişlemeye başlar. Bir iki ay sonra yeterli doku genişletme sağlanınca ikinci bir ameliyatla yaralı alan çıkartılır ve komşuluğundaki genişletilmiş normal deri bu alana kaydırılarak yara kapatılır. Yara izinin lazer ile tedavisi Skar, yara izi lazer ile tedavi edilebilir. Yaradaki kızarıklığı gidermek için kullanılabildiği gibi geç dönemde yara üzerindeki düzensizlikleri zımparalamak amacı ile de kullanılabilir. Zımparalama ve ince deri yaması ile kapatma Geniş alanları tutan yanık izi tedavisi, kendini jiletlemeye bağlı izler gibi renk farklılıklarının ön planda olduğu yara izlerinin tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Önce deri üzeri zımparalanır daha sonra uyluktan alınan ince deriler bu alanlara aktarılarak normal doku ile daha uyumlu bir yüzey elde edilir. Dünyada ilk ve tek olarak tarafımdan gerçekleştirilen jilet izi tedavisi yöntemi olan zımparalama ve ince deri yaması tekniği uygulaması ile başarılı sonuçlar elde etmekteyiz. Yara İzlerinin Neden Olduğu Sorunlar Yara izinin rengi çevre sağlam deri renginden farklı olabilir. Yara yeri başlangıçta ince bir çizgi iken iz zamanla genişleyebilir. Kesi hattı boyunca iz ve etrafında dikiş izleri belirgin halde kalabilir. Yara bölgesi zeminden kabarık, daha pembe mor renkte, sert, kaşıntılı, hatta ağrılı olabilir. Başlangıçta küçük bir yara izi iken aylar içerisinde kabarıp çevre dokuya doğru ilerleyebilir. Dudak, burun kanadı, kulak, göz kapağı, kol, avuç içi gibi bölgelerde doğal konturları bozabilir, eklem hareketlerini kısıtlayabilir. Yara İzi İyileşmesini Etkileyen Faktörler Yaralanma Mekanizması Yara oluşurken hücrelerin ne denli travmatize olduğu çok önemlidir. Bir cerrahın ameliyat amacı ile deride bistüri kullanarak yaptığı kesi esnasında hücreler minimal etkilenir; yara iyileşmesi daha ideal koşullarda olur. Diğer taraftan trafik kazası veya ateşli silah yaralanması gibi yüksek enerjili, dokuların ezildiği ve kontrolsüz bir şekilde harap olduğu bir yaranın iyileşme aşamasında daha fazla iltihabi reaksiyon ve bağ dokusu oluşur. Kesilme biçiminde oluşan bir yara ile ezilme, kopartılma, soyulma biçiminde oluşan bir yara aynı şekilde iz bırakmaz. Yaranın Niteliği Temiz koşullarda oluşmuş, sadece cilt dokusunu etkileyen kesici alet yarası ile, toz toprak içinde kalmış, ezilmiş, cilt yanında cilt altı dokuları da etkileyen yaralar farklı iz bırakır. Geniş doku ezilmesi ve doku kaybı olan alanda kan dolaşımı ve doku iyileşmesi daha zordur. Yaranın Yerleşimi İnsan vücudunun her yerinde yara aynı şekilde iyileşmez. Göz kapağının ince ve gevşek derisindeki bir yarada belirgin bir yara izi kalmaz iken göğüs ön duvarı, boyun, omuz gibi bazı bölgelerde yara izi daha belirgin olmaya meyillidir. Yaranın Yönü Yüz ve gövdede yaranın yerleşim şekli sonucu doğrudan etkiler. Örneğin alın bölgesinde alın kırışıklıklarına paralel olacak şekilde yatay bir kesi daha az dikkat çekerken dikey bir kesi daha fazla dikkat çeker. Plastik cerrahlar bir kesi yaparken vücudun hangi bölgesinde hangi yönde kesi yapılacağını bilirler ve ona göre kesiyi planlarlar. Diğer taraftan yaralanma sonrası rastgele yönde oluşan yaralar daha fazla iz bırakma riski taşır. İzlerin yönünü değiştirmek yara izi tedavisinde kullanılan etkin bir yöntemdir. Yara Onarım Tekniği Plastik cerrahların sorumluluğunda olan bu konu izi belirleyen önemli faktörlerden bir tanesidir ancak tek faktör değildir. Yara onarılırken hücrelere en az zararı verecek şekilde “atravmatik” yöntemler kullanılmalıdır. Deri altındaki tabakalar uygun şekilde onarılmalı, ölü doku ve ölü boşluk bırakılmamalı ve gerginlikten kaçınılmalıdır. Doku kaybının olduğu yaralanmalarda yara kenarlarını birbirine gergin şekilde dikmek kötü yara izine çıkarılmış bir davetiyedir. Dikiş Materyalleri Vücutta enfeksiyon ve iltihabi reaksiyon oluşturma potansiyeli en düşük dikiş malzemeleri kullanılmalıdır. Dikişlerin Alınma Zamanı Cilt üzerine atılan dikişler 5-7 günden daha fazla bırakılırsa kesi izinin her iki yanında dikiş izleri de kalıcı olabilmektedir. Daha sonra dikiş izi tedavisi vb. süreçlerle uğraşmamak için cilt altına atılan dikişler ve bantlar yardımı ile yara desteklenmeli ve dikişler özellikle estetik açıdan önem arz eden yüz gibi bölgelerde 5-7 günden daha fazla bırakılmamalıdır. Enfeksiyon Riskleri Yara yerinde enfeksiyon gelişirse daha fazla doku reaksiyonu, daha fazla bağ dokusu skar sentezi ve buna bağlı daha fazla iz kalır. Hastanın Yaşı Çocuklarda bağ dokusu hücreleri daha aktif olduğundan deri daha gergindir ve yaralar daha fazla yara izi bırakmaya meyillidir. Diğer yandan yaşlılarda bunun tersi söz konusudur. Hastanın Sağlık Durumu Normal yara iyileşmesi için gerekli ortamın olmadığı bazı kollajen doku hastalıkları, kanser, radyoterapi, diyabet, beslenme yetersizliği, böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıkların eşlik ettiği kişilerde yara iyileşmesi sorunları daha sık görülür. Sigara Kullanımı Sigara yara bölgesindeki damarlarda kan akımını azaltmakta ve yara iyileşmesini olumsuz etkilemektedir. Çevresel Faktörler Güneş ışınları ve diğer ultraviole kaynakları yara bölgesinde pigmentasyon artışına ve renk değişimine neden olurlar. Yara iyileşme süreci boyunca özellikle ilk aylar güneşten korunma çok önemlidir. Kıyafetler ve yüksek faktörlü güneş kremleri ile yara yeri güneşten korunmalıdır. Burada bahsedilmeyen daha birçok faktör yara iyileşmesine ve oluşacak olan yara izinin niteliğine etki etmektedir. Bu nedenle kötü bir yara izi ile karşılaşıldığında nedenleri iyi düşünülmeli ve sadece doktor veya kullanılan malzeme sorumlu tutulmamalıdır. Yara İzi Kalmaması İçin Ne Yapmalı? Öncelikle yara ameliyat izi, kesikler, yanıklar, deri yaralanmaları vb iyileşme sürecinin 1-2 yıl sürdüğü akılda tutulmalı ve sabırlı olunmalıdır. Yaranın ilk günlerdeki pembe, kırmızı, mor renginden dolayı daha çok dikkat çektiği, zaman içerisinde renk soldukça daha az dikkat çekeceği hatırlanmalıdır. Yara izi kalmaması için plastik cerrahın önerileri doğrultusunda hareket edilmeli ve aşağıdaki faktörlere dikkat edilmelidir. Güneşten Koruma Güneş ışınlarının yara üzerindeki etkisi olumsuz kabul edilebilir. Güneş ışınlarında veya solaryum cihazlarındaki ultraviyole ışınları yara yerindeki pigment hücrelerini uyarıp yara yerinin normalden daha koyu renk almasına neden olabilir. Özellikle yara oluşumunu takip eden ilk 2-3 ay boyunca yara yeri güneşten korunmalıdır. Bu amaçla giysiler veya bantlar kullanılabilir. Güneşe maruz kalan bölgeye özellikle yaz aylarında 50 koruma faktörlü güneş kremi günde birkaç kez uygulanmalıdır. Bantlar Açık olmayan, iyileşmiş yara izleri üzerine tıbbı bantların steri-strip gibi 3-6 hafta süre ile uygulandığında yara iyileşmesine olumlu katkısı olduğu belirtilmektedir. Merhemler Yara yerindeki onarım sürecini kontrol etmek, kızarıklığı azaltmak amacı ile silikon veya bitkisel içerikli birçok krem kullanılmaktadır. Uygulama şekli ve süresi yaranın niteliğine göre doktor tarafından belirlenir. Silikon Jel Tabaka 1-2 mm kalınlığındaki silikon tabakalar yara üzerine uygulanabilir. Sürekli uygulamaya bağlı deride tahriş olabilir, zaman zaman ara vermek gerekir. Masaj Elle yara üzerine yapılan masaj o bölgede oluşan bağ dokusunun yumuşamasına ve daha iyi remodelize olmasına katkıda bulunur. Bası Tedavisi Özellikle yüzeyden kabarmaya meyilli derin yanık gibi yara yerlerine tubuler bandaj veya özel giysiler kullanarak yaraya belirli bir basınç uygulamak yararlı olmaktadır. Yara İzi Zamanla Yok Olur Mu? Yara izlerinin tamamen yok olma durumunu etkileyen çeşitli faktörler vardır. Yaranın derinliği ve niteliğine göre değişebileceği gibi yaralanma üzerinden geçen süreye göre de değişir. Hafif yara izleri zamanla yok olabilir ancak deri bütünlüğünün bozulduğu durumlarda ise yara izinin zamanla kapanması pek mümkün olmaz. Kötü Yara İyileşmesi Hipertroktif Skar Normal yara iyileşmesinde yara bütünlüğü sağlandığında yara onarımında rol alan hücrelerin aktiviteleri azalır; bağ dokusu sentezi ve yıkımı bir dengeye girer. Anormal veya kötü yara iyileşmesi durumlarında ise yara kapanmasına rağmen bağ dokusu sentezi gereğinden fazla miktarda ve uzun süre devam eder. Yara bölgesinde yaralanmayı izleyen haftalarda zeminden kabarık, kırmızı-mor renkte, kaşıntılı ve ağrılı olabilen, sert bir kitle gelişmeye başlar. Hipertrofik skar veya bunun daha ileri formu olan keloid oluşumunun farklı nedenleri vardır. Kişinin genetik özellikleri, yaşı çocuklar, yaranın vücuttaki yerleşimi göğüs ön duvarı, omuzlar, yaranın oluşum mekanizması derin yanıklar, yaranın onarım veya iyileşme koşulları gibi birçok faktör kötü yara iyileşmesinde rol oynar. Tedavide tek ve sihirli bir formül yoktur. Silikonlu tedaviler, bası tedavileri, lezyon içine kortizon uygulamaları ve birçok alternatif tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Hipertrofik skar veya keloid dokusunun cerrahi olarak çıkartılması tedavide ilk seçenek değildir. Ancak özel koşullarda bazı önlemler alarak yapılabilir. Kaynakça - 1528 Güncelleme - 1528 Cilt lekeleri dış ve iç etkenlerden dolayı oluşur ve çoğu kişi bu durumdan rahatsız olur. Oluşmasında birden fazla neden olan cilt lekelerinden doğal yöntemler ile kurtulabilirsiniz. Cilt lekelerine dair tüm detaylar ve doğal yöntemler ile lekeleri geçirme yolları haberimizde. İşte detaylar... Cilt lekeleri sadece güneş ışınlarından dolayı değil, başka bir çok nedenden dolayı ortaya çıkabilir. Kadınların genellikle rahatsız olduğu cilt lekelerinin oluşma nedenleri nedir, doğal yöntemler ile nasıl geçer gibi soruların ve daha fazlasının tüm cevapları haberimizde. CİLT LEKELERİ NEDİR, NEDEN OLUŞUR? Cilde rengini veren melanin pigmentinin bir bölgede yoğunlaşması ile cilt lekeleri meydana gelir. Kimyasal maddeler, güneş ışınları, kalıtsal faktörler, solaryum ile bronzlaşma cilt lekelerine neden olur. Genel olarak alın, çene ve yanak bölgelerinde meydana gelen lekeler koyu kahverengindedir. Yüzde oluşan lekelerin dışında vitamin eksikliği, güneş lentijinleri, melazmalar, karaciğer fonksiyon bozukluğuna bağlı olarak vücudun belirli bölgelerinde lekelenmeler olabilir. CİLT LEKELERİ NASIL GEÇER? Cilt lekelerini geçirmenin birden fazla yolu vardır. Kimyasal veya doğal yöntemler ile cilt lekelerini azaltabilirsiniz. İşte o yöntemler; En kolay ve en önemli adımlardan biri güneş kremi kullanmaktır. Cilt lekelerinin başlıca nedenlerinden biri olan güneş ışınlarından korunmak için sadece yazın değil kış aylarında da her gün güneş kremi kullanılmalıdır. A, C ve E vitaminlerinin leke açıcı özellikleri vardır. Bu vitaminleri takviye olarak enjekte veya hap yöntemi olarak kullanmak lekelerin giderilmesine yardımcı olur. Doktor tavsiyesi veya reçete ile alınan leke kremleri lekelerinizi azaltmaya yardımcı olur. Cilt lekelerini yok etmek ve rengini açmak için kullanılan bir diğer yöntem ise Mezoterapi uygulamasıdır. Derinin altına enjekte edilen vitamin sayesinde cildin altındaki hücreler yenileniyor. Bu durum lekelerin gitmesine yardımcı oluyor. Lazer uygulamaları cildin en üst tabakasındaki deriyi soyarak alttan sorunsuz ve sağlıklı derinin çıkmasını sağlıyor. Bu nedenle ciltteki leke görüntüsü yok oluyor. CİLT LEKELERİ İÇİN DOĞAL YÖNTEMLER 1. Maydanoz Maskesi Maydanozları yıkadıktan sonra doğrayın. Doğradığınız maydanozları kaynamış suyun içine atın ve 10 dakika boyunca kaynatın. Soğuduktan sonra içine 1 tane limonun suyunu ekleyin. Hazırladığınız karışımı bir saklama kabına koyun ve her gün düzenli olarak lekeli bölgelere pamuk yardımı ile sürün. 2. Karbonat Maskesi 1 çorba kaşığı yoğurdun içine 1 çay kaşığı karbonat ekleyin. Karışımı lekeli bölgeye sürün ve 15 dakika bekleyin. Beklettiğiniz maskeyi ılık su yardımı ile temizleyin. Haftada 1 kez düzenli uygulamada lekelerinizin rengi açılacaktır. 3. Limon Ve Kafur Yağı Maskesi 2 çorba kaşığı ezilmiş maydanoz, 2 çorba kaşığı rendelenmiş salatalık, 1 çorba kaşığı kafur yağı, 1 yemek kaşığı rendelenmiş soğan ve 1 yemek kaşığı kili bir kasede karıştırın. Elde ettiğiniz karışımı lekeleri bölgelere sürün ve 20 dakika bekleyin. Beklettiğiniz karışımı ılık su yardımı ile temizleyin. Haftada 2 kez uyguladığınız bu tarif lekelerinizin azalmasına yardımcı olacaktır. 4. Aleo Vera Ve E Vitamini Karışımı Aleo veranın cilt için ne kadar faydalı olduğunu bilmeyen yoktur. Cilt lekelerine de iyi gelen aleo vera jölesinin içine 1 tane E vitamini kapsülü ekleyin ve karıştırın. Bu karışımı lekelerin üstüne sürün ve düzenli olarak haftada 3 kere uygulayın. Kişiler bası sağlık sorunları ve tıbbi durumlar nedeniyle sezaryen doğum yapmak zorunda kalabilirler. Sezaryen doğumda kadınların en büyük endişesi ameliyat izidir. Ameliyat yara izinin daha hızlı bir şekilde iyileşmesi ise mümkündür. Sezaryen Dikiş İzi Nasıl Geçer? Sezaryen ameliyatından sonra dikiş izinin daha hızlı iyileşebilmesi için hamilelik döneminde hazırlıklara başlanabilir. Bu anlamda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta sağlıklı beslenmektir. Bu dönemde bol protein tüketmek yara izinin hızla iyileşmesi için çok önemlidir. Ayrıca vücudu nemlendirmek için günde en az 2,5 litre su tüketmek de büyük önem taşımaktadır. Yara izinin hızlı iyileşmesini sağlayacak diğer bir etken ise cildin kolajen ve elastin adı verilen iki protein üretiminin arttırılmasıdır. Hamileyken cildin kolajen ve elastan üretiminin arttırılması yara izinin daha hızlı iyileşmesini sağlayacaktır. Bunun için bol miktarda C vitamini tüketmek gerekir. Ayrıca protein açısından zengin gıdaları tüketmek de çok önemlidir. Sezaryen Doğum Yarası Nasıl İyileşir? Sezaryen ameliyatı sonrasında oluşan ameliyat yarası izinin daha hızlı iyileşmesini sağlamak mümkündür. Son yıllarda en sık sorulan sorulardan olan bu yara izi için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Ameliyat sonrasında bölgenin düzenli bakımı enfeksiyon oluşmaması için çok önemlidir. Fakat bu bölgeye yapılan yanlış bakım enfeksiyon oluşumuna sebep olabileceği gibi yara izinin de geç iyileşmesine sebep olacaktır. Bu nedenle doğum yaptıktan sonra doktorun önerilerine mutlaka uyulmalı ve hekimlere danışılmadan krem, losyon gibi ürünler kullanılmamalıdır. Ameliyat sonrasında yara yerinin ne zaman yıkanacağı ise doktordan mutlaka öğrenilmelidir. Doktor pansuman yapılması gerektiğini söyledi ise pansumanlar kesinlikle geciktirilmemelidir. Ayrıca bu dönemde bayanların parfüm, duş jeli gibi ürünlerden uzak durması da gerekmektedir. Yara izinin iyileşme süresinde giyilen kıyafetlere de dikkat edilmesi gerekir. Hafif ve pamuklu giysiler tercih edilmelidir. Aksine sert ve yapay kumaşlı giysiler cildin hava almasını engellediği için yara izine zarar verebilir. Bunun dışında bu kıyafetler yaraya sürterek bölgenin tahriş olmasına, bu da iz oluşma ihtimalinin artmasına sebep olabilmektedir. Ana SayfaKedi Hastalıkları 000000 Kedilerde ağız yarası immün yetmezlik virüsünden plak oluşumuna kadar birçok sebepten ortaya çıkabilir. Ağız yaraları tipik olarak ağızda açık ve küçük yaralar olarak kendini göstermektedir. Kedilerde meydana gelen ağız yaraları uzun süre tedavi edilmediğinde ağrıya ve kanamaya neden olabilir. Aynı zamanda kedilerde ağız yaraları başka belirtileri de beraberinde getirir. Kedilerde Ağız Yarası Nasıl Geçer Ağız mukozası giderek kötüleşen bir iltihaba dönüşür ve stomatit olarak adlandırılır. Kedilerdeki ağız yaraları herpes virüsü ve calicivirüs gibi enfeksiyonlar ile ortaya çıkar. Ağız ülseri ve iltihaplar, kedi popülasyonunun %3’ünü etkilemektedir. Etkilenen kediler ise genellikle safkan kedilerdir. Ağız yaraları uzun vadede oldukça ciddi ve ağrılı bir hastalık haline gelebilir. Tedavi edilmediği taktirde hayati tehlikeye dahi sebep olur. Kedilerde Ağız Yaraları Belirtileri Kedilerde ağız yaraları ağrı ile kendini göstermektedir. Kediler acılarını belli etmeseler de ağız iltihabı oldukça acı ve ağrı vericidir. Kediler bir esneme ile acı içinde sağlayabilir. Aynı zamanda kedilerde yaklaşma-kaçınma adı verilen bir davranış biçimi bulunmaktadır. Yemeğine yaklaşan bir kedinin yemek yerken duyacağı acıyı tahmin ederek mama kabına tıslaması örnek olarak verilebilir. Kedilerdeki ağız yaraları kolayca fark edilmediği için öncelikle davranış değişiklikleri gözlenebilir. İştahsızlıkKilo kaybıŞiddetli acıAğzın açılması ile ses çıkarma ve ağlamaYemek yerken yiyecekleri düşürmeYemek yemeği veya içmeyi reddetmeYüzde pençe izleriAğız kokusuYutma güçlüğüDişlerde plak oluşumuSalya akıntısıTüylerin zayıflamasıŞiş, kırmızı diş etleriFarenjitKalın tükürükAğrıGörünür ülser ve lezyonlar Kedilerde Ağız Yarası Nedenleri Kedilerde meydana gelen ağız iltihaplarının nedeni tam olarak bilinmemektedir. Aynı zamanda bağışıklık sisteminin reaksiyonu ve kedinin kendi bağışıklık sisteminin dışında ağızda bakterilere saldırması olarak tanımlanabilir. Kedilerde bağışıklık sistemi ağızdaki plaklar ile tetiklenmektedir. Ağız iltihaplarına ve ülserlerine, diş hastalıklarının haricinde bakteriler ve virüsler de neden olabilmektedir. Ağız yaralarına neden olan bu bakteri ve virüsler ise; Kedilerde lösemi virüsü FelVKedi immün yetmezlik virüsü FIVKedilerde herpes virüsü-1 FHV-1Kedi calicivirüs FCVBartonella bakteri Kedilerde Ağız Yaraları Teşhisi Kedilerde ağız yaralarının teşhisi, ilk adımda diş kayıtları dahil olmak üzere tıbbi geçmişinin incelenmesi ile başlamaktadır. Ülser seviyesinin tespit edilmesi için ağız içi muayene yapılır. Kedinizin ağzı ve boğazı ayrıntılı bir şekilde incelenmelidir. Bunun için genel anestezi ya da sedasyon gerekir. Kedinizdeki sistemik hastalıklar değerlendirilebilir. Aynı zamanda virüs izolasyon testi uygulanarak virüs tespiti sağlanır. Bağışıklık ile ilgili virüsün tespiti içinse retroviral test yapılmalı. Ağız bozukluklarının tespiti için de histopatojenik değerlendirme yapılır. Kedilerde Ağız Yaralarına Ne İyi Gelir? Kedilerin ağız yaralarına ilk adımda ağrı kontrolü ve iltihap engelleyici ilaçlar ile başlanır. Kedilerde meydana gelen ağız yaraları, bağışıklık sisteminin bir reaksiyonu sonucu ortaya çıkar. Bu nedenle bağışıklık sistemini baskılamak ya da hastalığı bastırmak için steroid ilaçlar kullanılabilir. Aynı zamanda ilaçlı ağız gargaraları ve antibiyotikler de veteriner hekim tarafından reçete eder. Hastalığın kökenine göre ilaçlar ile tedavi etmek yalnızca geçicidir. Hastalığın kaynağı diş hastalıklarıysa hasarlı dişlerin ya da tüm dişlerin çekilmesi gerekir. Ayrıca kedinizde ağız iltihabının en bilinen tetikleyicisi plaklardır. Ağızda bulunan bakterilerin ürettiği salgılar ise dişlerin üzerinde biyofilm denilen tabakası oluşur. Belli aralıklar ile diş temizliği yapılmaz ise biyofilm diş üzerinde birikir ve plak oluşumuna sebebiyet verir. Plaklar daha sonra diş taşlarına dönüşür. Bu nedenle kedilerin yavruluktan itibaren dişlerinin fırçalanmasına alıştırılması önemlidir.

dilde diş izleri nasıl geçer